Atatürkün çocukluk yıllarına dair anıları pek bilinmese de onun çocukluk arkadaşı Asaf İlbay’ın anlatımıyla bir anısını bulduk. Sokakta birdir bir oynayan Asaf İlbay 11-12 yaşlarında ki Mustafa Kemal’in kendilerine hiç katılmadığını ama oyunu izlemeyi çok sevdiğini söyledi.
Hele birde aramızdan biri düşerse keyfine diyecek yoktu. Bu oyunda biri eğilir ve başını öne eğer diğerleri ise onun üzerinden atlardı. Bir gün Asaf İlbay ve arkadaşları Atatürk’ü oyuna katmak için yaka paça yakaladılar. Atatürk eğilme sırası kendine geldiğinde ben eğilmem dedi ve dimdik durdu. Atlarsanız böyle atlayın dedi. Arkadaşları ve Asaf İlbay ne kadar ısrar etse de Atatürk yinede eğilmedi.
Atatürk’ün çocukluk anılarından bir diğeri de şöyledir;
Şemsi Paşa mektebinde eğitim gören Atatürk Beden Eğitimi dersinde koşu yarışına katıldı. Bu yarışta birinci gelecek kişi okullar arası yapılacak koşu yarışmasında mektebi temsil edecekti. Öğretmen okulun etrafında iki tur atıp buraya ilk gelen birinci olacak dedi.
Daha sonra yarışın başlamasıyla Atatürk ilk turu birinci bitirdi ve ikinci turun sonlarına kadar güçlü adımlarla koştu. Ancak gözü birden yanında uçmaya çalışan küçük kuşa takıldı. Onun bir kedi tarafından yenilebileceğini düşünen Mustafa Kemal yarışı bırakarak kuşu minik avuçlarına aldı. Yarışı yürüyerek ve sonuncu bitiren Mustafa Kemal kuşu kurtarmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu.
Derken yarışmayı birinci bitiren çocuk: “Öğretmenim Mustafa kuşu almak için durdu ve yarışı bıraktı. O benden çok hızlı koşar bizim okulumuzu daha iyi temsil eder demesiyle öğretmen bu yarışın birincisi Mustafa Kemal’dir. Bu sözü duyan Mustafa Kemal Atatürk ikinci bir sevinç yaşadı. Katıldığı okullar arası yarışmada birinci olan Mustafa Kemal Selanik Kupası’nı kazandı.
- atatürkün çocukluk anıları
- atatürkün çocukluk anısı
- atatürk ün çocukluk anıları
- atatürk çocukluk anıları
- atatürkün çocukluk anıları
- ATATÜRKÜN YAptığı yenilikler
Atatürkün Çocukluk Anıları Kısaca
Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Atadan’ın “Ağabeyim Mustafa Kemal” isimli anıları Selis Kitaplar’dan çıktı Merhum Makbule Atadan’ın vefatından önce gazeteci Şemsi Belli’ye anlattığı anıları ilk kez 1959′da yayınlanmıştı
1885′te Selanik’te doğan ve 1930′da Ağabeyinin emriyle Fethi Okyar tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’na giren Makbule Hanım, kısa süren siyaset hayatının ardından köşesine çekilmiş ve 1935′te Mecdi Boysan ile evlenmişti
1956′da vefat eden Makbule Atadan, kitapta ağabeyinin farklı yönlerini anlatıyor
Sekiz yıl sonra eve dönüş sevinci
Makbule Hanım ve annesi Zübeyde Hanım, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra Selanik’ten İstanbul’a gelerek Beşiktaş Akaretler’de bir eve yerleşirler Bu dönemde çeşitli cephelerde savaşan Atatürk, Makbule Hanım’ın anlattığına göre tam sekiz yıl evinden uzak kalmış
Makbule Hanım, Ağabeyinin dönüşünü şöyle anlatıyor: “İstanbula geleceğini haber aldığımız zaman sevincimize payan yoktu
On gün on gece hazırlık yaptık
Her tarafı sildik, süpürdük
Sevdiği yemekleri yaptık
Sekiz senelik bir ayrılıktan ve zaferden sonra Ağabeyimin dönüşü bizi sevinçten deliye çevirmişti adeta
Ah! O gün
O güzel ve mesut günü şu anda bile hatırladıkça içimde çok derin bir sızı hissediyorum
”
Silahla oynarken tabanca patladı
Makbule Hanım Ağabeyi Atatürk’ün bir insan olarak çeşitli yönlerini de içtenlikle anlatır Ağabeyinin çocukluk yıllarına dair pek çok anekdotu dile getirir
Makbule Hanım ağabeyinin çocukluk yıllarında her çeşit oyuncağa, özellikle de silaha düşkün olduğunu belirterek, daha o yıllarda askerliğe sempati duyduğunu dile getirir
Ne var ki Atatürk’ün silahla oynaması az kalsın bir felakete yol açacaktır
Atatürk, elindeki eski bir silahı temizlemesine yardım etmesi için kız kardeşini yanına çağırır
İşte o anı Makbule Hanım şöyle anlatır: “Karşısına geçtm
O elindeki lüveri temzilemeye başladı
Ne yaptı nasıl etti, bilmiyorum
Birden korkınç bir ses duydum
Annem korku ve heyecan içinde: ‘Eyvah ! Kardeşini öldürdün Mustafa’ dedi
Ben ise ‘Ağabeyim öldü’ diye ağlıyordum
Tabancanın dumanı kalkınca baktık ki ikimiz de sağız”
Fareden çok korkardı
Ağabeyi Mustafa Kemal’in köy türkülerini dilinden düşürmediğini, sanata ve sanatçılara karşı büyük saygı duyduğunu ifade eden Makbule Hanım’ın anlattığına göre çocuk Mustafa Kemal en çok fareden korkarmış Anne Makbule hanım ise küçük Mustafa Kemal’i “Sen asker olacaksın! Asker korkar mı hiç?” diyerek teskin edermiş
‘Biri beni, diğeri mevkimi sevdi’
Makbule Hanım, Atatürk’le fırtınalı geçen bir evlilik yaşayan Uşşakızade Latife Hanım’la ilgili çok az şeyler nakleder Atatürk’e aşık olan ve daha sonra intihar eden akrabası Fikriye de yer almaz bu anılarda
Atatürk’ün ikisi hakkında kendisine sadece şunu söylediğini nakleder: “Biri beni mevkim ve param için sevmiştir
Diğeri yalnız ben olduğum için
Yani biri mevkimi ve paramı, diğeri de hakikaten beni sevmiştir
”
Enver Paşa’ya kızdı içkiye başladı
Ağabeyinin evde en çok irmik helvası ve yoğurdu sevdiğini söyleyen Makbule Hanım, kuru fasulyeye ise askeri mektepte alıştığını ifade eder Atatürk’ün leblebi düşkünlüğü ise içkiye başladıktan sonradır
Makbule Hanım’ın aktardığına göre Atatürk’ün içkiye başlamasının nedeni Harbiye Nazırı Enver Paşa ile didişmesidir
Gerçekten de Atatürk, Enver Paşa ile savaş dönemi politikaları yüzünden çok kere karşı karşıya geldi
Alman subayların cephelerde komutanlık ve idarecilik yapmalarına şiddetle karşı çıktı
Atatürk’ün çocukluk yılları ile ilgili anılar
Atatürk’ün çocukluk anıları. Atatürk’ün çocukluk yılları ile ilgili anılar. Mustafa Kemal’in çocukluk yıllarına dair anı. Atatürk’ün çocukluğu hakkında anılar.
Ben Eğilmem!
Biraz belini bükmesini, başını eğmesini istiyorduk. O ise dimdik durmakta ısrar ederek bizi sırtından atlatmadı. On bir on iki yaşlarında var, yoktu…
Evimizin bahçesi büyüktü. Sık sık mahalle arkadaşları toplanır ve o zamanlar Selanik’te pek moda olan “Mançık” oyununu oynardık. Bu bir nevi “Birdirbir” oyunu idi. Bir kişi eğiliyor ve diğerleri sıra ile üzerinden atlıyorlar. Oyuna iştirak etmezdi ama seyrine de bayılırdı. Hele içimizden düşenler filân olursa, keyfine payân olmazdı.
Bir gün kararlaştırdık. Yaka paça zorla oyuna iştirak ettirdik. Sıra ile hepimizin üzerinden atladı ve sıra kendisine gelince, eğilmeden dimdik durdu ve:
-Haydi atlayın! dedi.
Biz başını yere doğru eğmesi için ısrar ettikçe, o:
-Ben eğilmem! Böyle atlarsanız atlayınız! diyordu.
Bir türlü razı edemedik. On bir on iki yaşlarında var, yoktu.
Asaf İLBAY