Quantcast
Channel: Eğitim – BilgilerSitesi.Com
Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Bahar mevsimi ile ilgili kompozisyonlar, baharın gelmesi hakkında kompozisyon yazı makale örneği kısa

$
0
0

ilkbahar_siiri.jpg (526×437)

Artık 21 mart geldi çattı. Yarın insanlar sokağa çıkacak ve çeşitli etkinliklerle baharın gelişini kutlayacak. Bu gelenek çok eskiden beri özellikle de orta asyada yaşayan halklar tarafından coşkuyla kutlanmaktadır. Her ne kadar tüm milletler nevruza sahip çıkmaya çalışsa da aslında nevruz belirli bir iklim kuşağında yaşayan tüm milletlerin ortak bir değeridir.

Bu yazıda insanlığın hayatında önemli bir yer tutan baharın gelişiyle birlikte doğanın canlanmasını konu edinen güzel ve anlamlı kompozisyon örnekleri paylaşıyoruz.

Bahar ile ilgili kompozisyon

Bahar duyguların öne çıktığı mevsimdir; yeniden doğuş, tazelik ve canlılık demektir. Hayata tutunmaktır bahar, yaşamın olağanüstü güzelliklerini görebilmektir.
Aşk mevsimidir bahar; aşkların aşıkların mevsimi. Açıkçası güzel bir rüyadır bahar, hiç uyanmak uyandırılmak istenmeyen bir zaman. . .
Bahar, sıcacık bir duygudur, insanın içini ısıtan. Eriyen karların ışığıdır bahar.Yeni filizlenmiş çiçek gibi açılır insanın gönlünde. Yeni bir umut, yeni bir hayal canlanır insanda. . .
Can kırıkları toplanır baharda; yani kırılan kalpleri onarma mevsimidir bahar. Hayatla barışmak, her yönüyle iyimser olmaktır.
Çocuklukla ilk gençlik çağları insan ömrünün ilkbaharıdır. Yeni filizlenmeye başlayan ağaç gibi, henüz yeni yeşermeye başlayan fidan gibi; yani hayata atılan ilk adımlar gibi. . .
Bahar bir nevi insanların, hayata bakış açılarının belkide yenilenme dönemleridir. Artık bambaşka dünyadadır insanlar ya da kendi kurdukları cennetlerde yaşamaktadır, yaşama olanağı bulmaktadır bahar da. . .
Ve bahar yeni kararlar alma mevsimidir; yeni uğraşlara başlamak ve hayattan zevk almaktır. Kısacası bahar; insan hayatının önemli parçalarından olan bir dönüm noktası gibidir. . .

Baharı ve baharın güzelliklerini anlatan bir kompozisyon örneği

Çağala ağaçlarının çiçek açması baharın müjdecisi olmuştur her zaman. Her ne kadar “Mart kapıdan baktırırkazma kürek yaktırır” deyişi halen geçerli olsa da Mart gelince terminolojik olarak İlkbahar mevsimini idrak ettiğimizi varsayarız.
Baharın şu ilk günlerinde çiçeklerden kuşlardan börtü böcekten insanların yüreklerinin pır pır etmesindenaşktan sevgiden bahsetmek istiyor gönül. İçinde bulunduğumuz şartlar çok fazla bulutların üzerinde dolaşmamıza etrafımıza toz pembe gözlüklerle bakmamıza imkan vermiyor ve fakat içimizdeki coşkuyu da topyekun kaybetmemek lazım diğer taraftan.

Bir defa şöyle derin derin solumalı ve temiz havayla ciğerlerimizi öyle bir doldurmalıyız ki fizyolojik olarak vücudumuzu bahara hazırlayalım evvela. Burda şöyle bir itiraz gelebilir hemen: “Temiz hava nerde?” İstanbul’un ya da başka herhangi bir kentin göbeğinde onu bulmanın zor olduğunu kabul etmek zorundayım. Ama size hemen alternatif sunabilirim. İstanbul’da iseniz Çamlıca Tepesi’ne Ankara’da iseniz Kızılcahamam’a İzmir’de iseniz Narlıdere Birecik’te iseniz Yeşildağ’a çıkar ardığınız temiz havayı bulursunuz. O halde baştan yılgınlığa gerek yok. Ne kadar karamsar olursanız olun; hiçbir zaman içinizdeki son umut kırıntısını yok etmeyin. Çok büyük doğal afetler yaşamaz isek kıştan sonra baharın geleceği kesin. Nasıl ki gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olan an ise baharın habercisi de kıştır. Bütün iş bahara ve sabaha hazırlıksız yakalanmamakta.

Kimi zaman kendinizi o kadar yalnız ve çaresiz hissedersiniz ki sığınacak bir liman ararsınız. Her taraf fırtınayla ve bilcümle doğasal ve insansal gazapla per perişan olmakta iken bile her zaman soluk aldığınız bir yer vardır. Hoşyeri geldiğinde denize açılmak ve fırtınalı denizin dalgalarıyla boğuşmak var ya o da kahramanlığın şartlarındandır zaten. Gel gelelim bu kahramanlık gösterisinden önce yine de şöyle bir soluk almanız halin icabıdır. İşte gecenin en karanlık anında ve kışın en sert günlerinde soluğu limanımızda alır ve denizlere açılacağımız günübaharın iğde kokulu sabahlarını bekleriz. Ne var ki bazen kendimizi öyle kapana kısılmış hissederiz ki kötülüğün iyiliğe galabe çalacağı şayiası yedi düvelde dolaşırken limanın etrafında kümelenen limanı ele geçirerek oraya sığınmış gemileri yağmalamak ve fırtınanın ortasına sürerek batırmak isteyen deniz korsanları etrafınızı sarabilir. Bu durumda bile limanımızı korumamız gerektiğini ve gidecek başka bir liman da olmadığını gayet iyi biliriz. Bütün denizleri korsanlar sarsa bile bizim limanımız soluk aldığımız yer asla ve asla terkedilemez. İşte bu inançtır bizi birbirimize kenetleyen…

Oldukça karamsar gibi görünen bu tabloda elbette ki bir ayrıntı göze çarpmakta. Köklerini derinlere salmış ve yaşadığı onca afetin bir türlü yokedemediği tablodan silemediği limanın hemen yanıbaşındaki bahçenin içinde dallarını bir el gibi bize doğru sallayan çağala ağacı adeta şöyle seslenmekte: “Uzaklardan göz kırpan güneşi görüyor musun? İşte bak çiçek açıyorum. Bu açık pembe çiçekler baharın habercisidir. Mutluluğun resmini görmek mi istiyorsun? O halde bana bak ve yaşadığın bu bezginlik ve yorgunluğu unut. Dallarımı kıran insanın hoyratlığına inat doğanın sana sunduğu bu cömertliği al ve sonuna kadar yaşa onu. Sonra derin bir soluk al ve açıl sonsuz maviliğe…”

İşte baharı müjdeleyen çağala ağacı gecenin karanlığına kışın sert rüzgarlarına ve limana musallat olan korsanlara karşı günü geldiğinde söyleyeceğimiz şu veciz sözü anımsatıyor bana :Çağala bağala herkes evine dağıla..

ilkbaharresimleri1.jpg (1024×768)

Bahar kompozisyonu - Okullar her açıldığında aynı şey olurdu bizim sınıfta

Öğretmen, tatilde nereye gittiğimizi sorar, sınıfın çoğu, Doğu’daki, Karadeniz’deki, Güney’deki muhtelif köylerde geçen rengârenk memleket tatillerini anlatırdı. Sıra bana geldiğinde çocuk kafam ister istemez bükülür ve her yıl aynı cevabı verirdim; “Bizim köyümüz yok öğretmenim, biz Boşnak’ız.” Kafalarını çevirip çevirip bakar, “köyü yokmuş” diye itişip gülüşürdü öbür çocuklar. İstanbullu basit bir göçmen aileydik, bu kadarcıktı çekirdek aile tanımımız. Ne içinden dereler akan, ne yamaçlarında keçiler otlayan, ne de biz geldik diye horon tepen bir köyümüz olmuştu. Resim dersine gelince en güzel köyü ben çizerdim ama yaz tatili bitip de okulun ilk günü geldi mi, Saracoğlu’nda Fener derbisine gitmiş bir Galatasaraylı kadar Fransız kalırdım yine koca okulda. Dünkü Nevruz, o günleri hatırlattı biraz bana. Atatürk’ünü, bayrağını seven basit bir Türkiyeli’yim ben hepi topu. Şimdi bunu söyledim diye bütün sınıf güler yine muhtemelen. Olsun. Büyüdüğümden beri takmıyorum sınıfları. Gölgesine mazhar olduğun bayrağı her şeyden yüce görmek öğretildi bize. Başka memleket bilmiyorum.

İlkbahar konulu kompozisyon yazı makale

Bahar denilince akla ilk olarak çiçekler gelir, kırlar gelir, yeşil tabiat gelir. Bu mevsimin özelliklerinin insanların psikolojisi üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Bunu yaşamımızdan tecrübe etmiş olmamız gerekir. İnsanlar için evrensel değer yargıları vardır, bunlardan bir tanesi de tabiat sevgisidir. Tabiat, baharla birlikte kış mevsiminin o çıplak halinden kendini kurtarır ve adeta utanmış gibi yeşilliklere bürünür. Hepimiz biliriz ki insan elbisesiyle daha güzeldir. Baharın bu tavrında çocuksu bir hal vardır. Bahar yenidir ve çocukta aile için yeni bir üyedir. Bahar tabiatın sanki yeni bir çocuğudur ve bu çocuk yazla birlikte gençlik dönemini, sonbaharla yaşlılık evresini geçirir ve kışla birlikte ortadan kaybolur. Tabiat küser, yalnızdır artık, çıplaktır, korumasızdır tıpkı bir çocuk gibi.

Baharla birlikte çocuk kendini özgür hissetmeye başlar. Artık kış mevsiminde Dışarı çıkma hasta olursun. ihtarı geçerliliğini kaybetmektedir. Kendini evin haricinde bulan çocuk hemen oyun oynamak isteyecektir. Çünkü kış mevsimi boyunca oyun oynayamamış ve oyunları özlemle bekledikten sonra bu imkâna kavuşmuştur. Bir de kırlara çıkıp koşmak, yuvarlanmak, tabiatın o mükemmel kokusunu koklamak, havasını teneffüs etmek o miniklere öyle bir haz verir ki bu haz bile onları bahara bağlamaya yeter de artar bile. Bahar minikler için coşku demektir, coşku baharla birlikte çocukların minik dünyalarında yerini alır. Bahar, güzel bir yaz mevsiminin habercisidir. Çocukluk dönemine ait güzel anıların içerisinde baharın yer almaması kaçınılmazdır.

Her yetişkin birey çocukluk dönemini yaşamıştır ve mutlaka, az veya çok bu dönemin hatıraları belleklerinde yerini muhafaza ediyordur

lkbaharresmi1.jpg (1024×768)

İlkbahar Mevsimi Hakkında Kompozisyon Örneği

İlkbahar kış ile yaz mevsimleri arasında yaşanan bir dönemdir. Farklı yarımkürelerde farklı zaman dilimlerinde yaşanan ilkbahar mevsimi ülkemizde ve Kuzey yarım kürede 21 Mart- 22 Haziran tarihleri arasında gözlenir.

Kış döneminden yaza geçiş olduğu için ilkyaz olarak da adlandırılan ilkbahar ile karlar erir, yağmurlar artar, su kaynakları zenginleşir, hava sıcaklığı artar, çiçekler açar, doğa canlanır. Bu nedenle yeniden doğuş olarak nitelendirilen mevsim, yaz mevsimi için hazırlıkların yapıldığı, çiftçilerin dikim, ekim işlerine başladığı dönemdir. Bu mevsimde Kırkikindi adı verilen ve sel ile sonuçlanabilecek sağanak yağışlar yaşanır. İlkbaharda gece süresi kısalmaya başlarken, gündüzler uzamaya, güneş ışığından daha çok yararlanılmaya başlanır.

İlkbahar, yaza geçiş dönemi olan havaların ısınmaya başladığı canlanma mevsimidir.

BAHAR KOMPOZİSYON:Baharın gelişi ile ilgili kompozisyon

Çağala ağaçlarının çiçek açması baharın müjdecisi olmuştur her zaman. Her ne kadar “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” deyişi halen geçerli olsa da, Mart gelince terminolojik olarak İlkbahar mevsimini idrak ettiğimizi varsayarız.
Baharın şu ilk günlerinde çiçeklerden, kuşlardan, börtü böcekten, insanların yüreklerinin pır pır etmesinden, aşktan, sevgiden bahsetmek istiyor gönül. İçinde bulunduğumuz şartlar çok fazla bulutların üzerinde dolaşmamıza, etrafımıza toz pembe gözlüklerle bakmamıza imkan vermiyor ve fakat içimizdeki coşkuyu da topyekun kaybetmemek lazım diğer taraftan.

Bir defa şöyle derin derin solumalı ve temiz havayla ciğerlerimizi öyle bir doldurmalıyız ki, fizyolojik olarak vücudumuzu bahara hazırlayalım evvela. Burda şöyle bir itiraz gelebilir hemen: “Temiz hava nerde?” İstanbul’un ya da başka herhangi bir kentin göbeğinde onu bulmanın zor olduğunu kabul etmek zorundayım. Ama size hemen alternatif sunabilirim. İstanbul’da iseniz Çamlıca Tepesi’ne, Ankara’da iseniz Kızılcahamam’a, İzmir’de iseniz Narlıdere, Birecik’te iseniz Yeşildağ’a çıkar, ardığınız temiz havayı bulursunuz. O halde baştan yılgınlığa gerek yok. Ne kadar karamsar olursanız olun; hiçbir zaman içinizdeki son umut kırıntısını yok etmeyin. Çok büyük doğal afetler yaşamaz isek, kıştan sonra baharın geleceği kesin. Nasıl ki gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olan an ise baharın habercisi de kıştır. Bütün iş bahara ve sabaha hazırlıksız yakalanmamakta.

Kimi zaman kendinizi o kadar yalnız ve çaresiz hissedersiniz ki sığınacak bir liman ararsınız. Her taraf fırtınayla ve bilcümle doğasal ve insansal gazapla per perişan olmakta iken bile her zaman soluk aldığınız bir yer vardır. Hoş, yeri geldiğinde denize açılmak ve fırtınalı denizin dalgalarıyla boğuşmak var ya, o da kahramanlığın şartlarındandır zaten. Gel gelelim bu kahramanlık gösterisinden önce yine de şöyle bir soluk almanız halin icabıdır. İşte gecenin en karanlık anında ve kışın en sert günlerinde soluğu limanımızda alır ve denizlere açılacağımız günü, baharın iğde kokulu sabahlarını bekleriz. Ne var ki bazen kendimizi öyle kapana kısılmış hissederiz ki, kötülüğün iyiliğe galabe çalacağı şayiası yedi düvelde dolaşırken, limanın etrafında kümelenen, limanı ele geçirerek oraya sığınmış gemileri yağmalamak ve fırtınanın ortasına sürerek batırmak isteyen deniz korsanları etrafınızı sarabilir. Bu durumda bile, limanımızı korumamız gerektiğini ve gidecek başka bir liman da olmadığını gayet iyi biliriz. Bütün denizleri korsanlar sarsa bile bizim limanımız, soluk aldığımız yer, asla ve asla terkedilemez. İşte bu inançtır bizi birbirimize kenetleyen…

Oldukça karamsar gibi görünen bu tabloda elbette ki bir ayrıntı göze çarpmakta. Köklerini derinlere salmış ve yaşadığı onca afetin bir türlü yokedemediği, tablodan silemediği, limanın hemen yanıbaşındaki bahçenin içinde dallarını bir el gibi bize doğru sallayan çağala ağacı, adeta şöyle seslenmekte: “Uzaklardan göz kırpan güneşi görüyor musun? İşte bak çiçek açıyorum. Bu açık pembe çiçekler baharın habercisidir. Mutluluğun resmini görmek mi istiyorsun? O halde bana bak ve yaşadığın bu bezginlik ve yorgunluğu unut. Dallarımı kıran insanın hoyratlığına inat, doğanın sana sunduğu bu cömertliği al ve sonuna kadar yaşa onu. Sonra derin bir soluk al ve açıl sonsuz maviliğe…”

İşte baharı müjdeleyen çağala ağacı, gecenin karanlığına, kışın sert rüzgarlarına ve limana musallat olan korsanlara karşı günü geldiğinde söyleyeceğimiz şu veciz sözü anımsatıyor bana :Çağala bağala, herkes evine dağıla..

ilkbahar-hacamatı.jpg (1024×819)

KISA VE ÖZ BAHAR KOMPOZİSYONLARI

Dünya üzerindeki yerleşik kültürlerde olduğu gibi bizim kültürümüzde de �bahar� güzelliktir, emektir, tarlada açan çiçek, yeşeren umutlar ve gelecektir! Ama vahşi kapitalizmin, emperyalizmin ve sömürgeciliğin baharı yoktur. İşte �yeni dünya düzeni� diye adlandırılan globalizmin hedefi budur bir anlamda: �baharları� ortadan kaldırmak.
Bahar, bizim için, ülkemi, bölgemiz ve kültürümüz için de yüklü anlamlar taşır kendinde. Üründür aynı zamanda, bolluk, berekettir. Doğu Karadeniz için diğer bir anlamda Yaş Çay Kampanyasıdır da. Çiledir kimi zaman, emeğinin karşılığını alamamadır, alın terinin burukluğudur özellikle son yıllarda!
Yine böyle bir baharı kucaklıyoruz. Kampanya hazırlıkları yapılırken, yeni yeni filizleniyor çay bahçelerindeki tomurcuklar. Fiyat tartışmaları başladı bir yandan, bir yandan da yumak yumak olmuş sorunlar geliyor aklımıza.
Hemen her kampanya öncesinde yaşanan fiyat tartışmaları bu yıl da yaşanacağa benziyor. İlgili ilgisiz her örgütten bir ses çıkıyor. Yıllardır serzenişte bulunduğumuz bütünsüzlük yine devam ediyor. Böyle olunca da dilediğince at koşturuyor �çay� üzerinde. Örneğin, üreticilerin özel sektör firmalarından 300 milyon Ytl�lik alacağı, Çaykur�un 4 yıl içerisinde özelleştirileceği, kaçak çay, çay ihtisas gümrüğü, sektördeki başıbozukluk gelmiyor kimselerin aklına�
Yaş Çay fiyatı ile ilgili oluşturulacak bütünlük, sorunların çözümü aşamasında da etkili olacaktır. Bizce, bunu tüm demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelerek oluşturacağı bir sempozyumda masaya yatırmalı, enine boyuna tartıştıktan sonra kamuoyuna deklere etmeli ve tek ses olarak masadan hak ettiği şekilde kaldırılmalıdır. Böylece, kamuoyunda farklı rakamlarla konuşup, el altından farklı raporlarla deyim yerindeyse �yalakalık� yaparak çift taraflı oynayanların da önü kesilmiş olacaktır. Ve başka konularda da aynı bütünlüğün sağlanmasının yolu açılacaktır bir bakıma.
Çayın, sadece bölgemiz ve Rize için bir ürün olduğunu düşünmek yerine, ülkemiz açısından da taşıdığı ekonomik, siyasi, sosyokültürel ve stratejik önemini de ön plana çıkararak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Dolayısıyla Çaykur�un da bu çerçevede tutulması zorunludur.
Hazır çay�dan söz etmişken, Mayıs içerisinde ödenmesi planlanan destekleme pirim ödemelerinin Başbakan�ın Rize gezisi öncesine denk getirilmesi bizi epeyce bir eskilere götürdü. Eskilerden ziyade, birilerinin �Rizelilerden utanmak� anlamında cümleler sarf etmesine neden olan günlere de uzandık birazcık. Hayırlısı neyse�
Sahil Yolu açılışı da ayrı bir konu ama, gene de fazla bir zaman geçmedi, Ocak�ın 2�sinde söylenen 10-15 günün üzerinden. Keza bölgenin dışında bulunan insanlara da yolun durumunu anlatmak sanırız biraz abesle iştigal gibi olacaktır. Açılıştan sonraki aylarda bölgeden gelecek yolu ilgilendiren haberlerle sanırız az çok farkına varılacaktır vahametin!
Bir diğer konu ise Ovit Tüneli. Önceki hafta Başbakan Erdoğan�ın konuyu Bakanlar Kurulu�na götürdüğünü ve gelişmeleri aktarmıştık. Sonrasındaki gelişmeler bu hafta da konumuz. Umarız, Bakanlar Kurulunda görüşülüp tartışılan bu konu dilediğimiz yönde gelişir. Ancak, zamanla dikkat çektiğimiz bazı ince ayrıntılar da bazen gözümüzü çıkarmıyor değil!.. Örneğin bölgemizde yayın yapan bir gazetenin bu konudaki dışavurumu ele alınabilir. Sanırız bilgisi olanlar yeterince anlayabilmişlerdir konuyu.
Baharın gelişiyle başladık, Başbakan�ın gelişi ile sürdürdük�
Yaşamınızın, baharın yüklediği pozitif anlamlar gibi güzelleşmesi dileğiyle.

KISACA BAHAR KOMPOZİSYON ÖRNEĞİ

İlkbahar kış ile yaz mevsimleri arasında yaşanan bir dönemdir. Farklı yarımkürelerde farklı zaman dilimlerinde yaşanan ilkbahar mevsimi ülkemizde ve Kuzey yarım kürede 21 Mart- 22 Haziran tarihleri arasında gözlenir.

Kış döneminden yaza geçiş olduğu için ilkyaz olarak da adlandırılan ilkbahar ile karlar erir, yağmurlar artar, su kaynakları zenginleşir, hava sıcaklığı artar, çiçekler açar, doğa canlanır. Bu nedenle yeniden doğuş olarak nitelendirilen mevsim, yaz mevsimi için hazırlıkların yapıldığı, çiftçilerin dikim, ekim işlerine başladığı dönemdir. Bu mevsimde Kırkikindi adı verilen ve sel ile sonuçlanabilecek sağanak yağışlar yaşanır. İlkbaharda gece süresi kısalmaya başlarken, gündüzler uzamaya, güneş ışığından daha çok yararlanılmaya başlanır.

İlkbahar, yaza geçiş dönemi olan havaların ısınmaya başladığı canlanma mevsimidir.

ilkbahar_resimleri_03_20120519061929.jpg (680×510)

İlkbahar Hakkında Kompozisyon 

Sabahları güneş ışıklarının perdemiz ile oynaşarak sıcaklığını yüzümüze, kalbimize taşımaya çalıştığı günler, ilkbaharla başlar. Gri bulutların, esen sert rüzgarların vedasıdır ilkbahar, sıcaklıktır, canlanmadır, başlangıçtır.

Takvime göre Mart Nisan Mayıs ayları ilkbahar olarak kabul edilse de, 1 Mart dedi mi öyle şıp diye gelmez, bekletir, nazlanır. Hafta sonlarında piknik ve papatyalı planları yapmak için sabırsızlanan çocukların, kışın evde kapalı kalan, dolaşmak için soğuk havalarda sadece alışveriş merkezleri ve ev gezmeleri ile yetinmeye çalışan ev hanımlarının temiz hava ile buluşma şansıdır. Güzeldir, güzel olduğu için olsa gerek geç gelir, çabuk gider. Ya da bana öyle gelir.

Her yıl kışın ilallah dedirten soğuğu yavaşlamaya başlayınca uğur böceği aramaya çıkarım. Bana göre ilkbaharın en güzel müjdecisi, en sevimli yaratığıdır uğur böceği. Bulduysan hiç korkma. Etrafın çiçeklerle renklenmesi, doğanın tekrar merhaba demesi yakındır. Zamanıdır piknik sepetlerini hazırlayıp, kırlara koşmanın. Çok geç olmadan, havalar çok ısınmadan.

Konu etiketleri: bahar ile ilgili kompozisyon örnekleri, bahar mevsimi ile kompozisyon örneği, bahar ve baharın güzelliklerini anlatan kompozisyon, ilkbahar ile ilgili kompozisyon, bahar kompozisyon, baharın güzelliğini anlatan kompozisyon, ilkbahar gelince doğada ne gibi değişiklikleri anlatan kompozisyon, bahar kompozisyon çalişmalari, ilkbahar ile ilgili kompozisyon örnekleri, kendını anlatan bır kompozisyon örneği, ilkbahar kompozisyon örnekleri, kendini anlatan kompozisyon örnekleri, ilkbahar ile ilgili deneme, bahar ile ilgili kompozisyon, yaşadığım yerle ilgili kopozisyon örneği,  


Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue