Erozyon yani toprak aşınması, koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır.
EROZYONUN ZARARLARI Nelerdir
1- Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır.
2- Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar.
3- Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur. Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır.
4- Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltır.
5- Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan ekolojik denge sonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratır.
6- Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemez.
Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekir.
Erozyon; toprak ve arazi kaybı, toprakların su depolama güçlerinde azalmalar, toprakların verimsizleşmesi, verimli tarım alanlarının taşıntı materyali ile örtülmesi, toprak işleme güçlüğü, sedimentasyon ve su kalitesinin bozulması gibi zararlar meydana getirmektedir. Bunlar canlıların yaşamları ile onların yaşadıkları ortamları olumsuz etkilemektedir. İnsanların açlık ve yaşamlarını yitirmeleri ile su ortamlarının kirlenmesi gibi…
Son yıllara gelindiğinde, gerek dünya ve gerek ülkemizde ormansızlaşma ve bununla bağlantılı olarak erozyon olaylarında bir artışın olduğu gözlenmektedir. Nitekim, tahminlere göre Dünya’daki yıllık ormansızlaşma miktarının 10-15 milyon hektar olduğu, erozyonun ise 1968-1984 yılları arasında % 50 kadar arttığı ve toprak kaynağının her yıl /o 0.7 sinin kaybolduğu belirtilmektedir (Ibanez ve Arko,l993). Ülkemizin orman ve mera alanlarında meydana gelen tahribat ve yanlış arazi kullanımı sonucunda topraklarımızın /o 86 sı erozyona uğramıştır.
Diğer taraftan hem dünyamız, hem de ülkemiz son birkaç yıldan beri sık sık sel olaylarına sahne olmaktadır. Örneğin; 1990, 1994 ve 1995 yıllarında sırasıyla Batı Avrupa, Hindistan ve Tayland’da;1998 ve 1999 yıllarında da Dünya’da 30′u aşkın ülkede sel olayları meydana gelmiştir. Ülkemizde, Dünya’dakine benzer bir olgu yaşamıştır. Örneğin; 1995 yılında Senirkent, İzmir, Düzce ve Kaynaşlı, 1998 yılında Batı Karadeniz ve 1999 yılında Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerin’de sellerin meydana gelmesi gibi.
Sel olayları sırasında gerek Dünya’da ve gerek ülkemizde yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği köprü, yol, kanal gibi tesislerin ve tarım alanlarının zarar gördüğü bilinen bir gerçektir. Bu olgu, selleri, erozyonun en önemli ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir zararı olarak algılanmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, öncelikle seller ve erozyonun doğurduğu diğer zararlarla ivedilikle savaşılmalı ve bu amaçla ormansızlaşma önlenmeli ve erozyon kontrolu çalışmaları kapsamlı olarak sürdürülmelidir.
Erezyonun Zararları İle İlgili Sloganlar
TÜRKİYE çöl olmasın. Daha Güzel bir TÜRKİYE için,
GELİN HEP BERABER SAVAŞALIM?!!!
Yaşanılabilir Türkiye İçin Erezyona Dur Diyelim
Çoçuklarınıza Bereketli Topraklar Bırakmak İstiyorsanız Erezyona Karşı Bir Fidan da Sen dik
Toprağına Sahip Çık ki Yarın Çocukların Aç kalmasın
Türkiye Çöl Olmasın
Erozyona Dur Diyelim
Erozyona Dur Diyelim
Türkiye’de erozyonla mücadele eden kurumlar :
* Orman Bakanlığı
* TEMA
* Köy İşleri
Erezyon ile ilgili küçük resimler
Erozyonun Zararları Konusunda Afiş ve Slogan
Aşınma (toprak aşınması), savunucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın tesiriyle aşınması ve taşınması olayıdır.
EROZYONUN ZARARLARI Nelerdir
• Nebat örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ yıkımlarını artırır.
• Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez vaziyete gelip, kırsal kesimden şehirlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal meselelere yol açar.
• Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine kapı aralarken, gelirin azalması ve iş imkanının daralması neticenini doğurur. Nebat örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ yıkımlarını artırır.
• Aşınma neticesi taşınan randımanlı topraklar, baraj göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltır.
• Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan abuhava değişikliği ve bozulan ekolojik balans neticeninde, vahim boyutlarda natürel varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratır.
• Nebat örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, natürel su kaynakları düzenli ve daimi olarak beslenemez.
Kaybedilen toprak örtüsünün yine oluşması için binlerce sene gerekir.
Aşınma; toprak ve arazi kaybı, toprakların su depolama güçlerinde azalmalar, toprakların verimsizleşmesi, randımanlı tarım alanlarının taşıntı materyali ile örtülmesi, toprak işleme güçlüğü, sedimentasyon ve su kalitesinin bozulması gibi zararlar alana getirmektedir. Bunlar canlıların hayatları ile onların yaşadıkları ortamları negatif etkilemektedir. İnsanların açlık ve hayatlarını yitirmeleri ile su ortamlarının kirlenmesi gibi…
Son senelere gelindiğinde, gerek dünya ve gerek ülkemizde ormansızlaşma ve bununla irtibatlı olarak aşınma olaylarında bir artışın olduğu gözlenmektedir. Nitekim, tahminlere göre Dünya’daki senelik ormansızlaşma miktarının 10-15 milyon hektar olduğu, erozyonun ise 1968-1984 seneleri arasında % 50 kadar arttığı ve toprak kaynağının her sene /o 0.7 sinin kaybolduğu belirtilmektedir (Ibanez ve Arko,l993). Ülkemizin orman ve mera alanlarında olan tahribat ve yanlış arazi kullanımı neticeninde topraklarımızın /o 86 sı erozyona uğramıştır.
Diğer taraftan hem dünyamız, hem de ülkemiz son birkaç seneden beri sık sık su baskın olaylarına sahne olmaktadır. Sözgelişi; 1990, 1994 ve 1995 senelerinde sırasıyla Batı Avrupa, Hindistan ve Tayland’da;1998 ve 1999 senelerinde da Dünya’da 30′u aşkın ülkede su baskın olayları olmuştur. Ülkemizde, Dünya’dakine benzer bir olgu yaşamıştır. Sözgelişi; 1995 seneninde Senirkent, İzmir, Düzce ve Kaynaşlı, 1998 seneninde Batı Karadeniz ve 1999 seneninde Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerin’de su baskınların olması gibi.
Su baskın olayları esnasında gerek Dünya’da ve gerek ülkemizde onlarca kişinin hayatını kaybettiği köprü, yol, kanal gibi tesislerin ve tarım alanlarının zarar gördüğü bilinen bir gerçektir. Bu olgu, selleri, erozyonun en ehemmiyetli ve üzerinde titizlikle durulması şart olan bir zararı olarak idrak etmesini ihtiyaç duyulan kılmaktadır. Bu nedenle, ilk olarak seller ve erozyonun doğurduğu diğer zararlarla ivedilikle savaşılmalı ve bu amaçla ormansızlaşma önlenmeli ve erozyon kontrolu çalışmaları kapsamı geniş olarak sürdürülmelidir.
Erezyonun Zararları İle Alakalı Sloganlar
TÜRKİYE çöl olmasın. Daha Güzel bir TÜRKİYE için,
GELİN HEP BİRLİKTE SAVAŞALIM…!!!
Yaşanılabilir Türkiye İçin Erezyona Dur Diyelim
Çoçuklarınıza Verimli Topraklar Bırakmak İstiyorsanız Erezyona Karşı Bir Fidan da Sen dik
Toprağına Sahip Çık ki Yarın Çocukların Aç kalmasın
Erozyonun Zararları İle Alakalı Afiş