Quantcast
Channel: Eğitim – BilgilerSitesi.Com
Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Kısaca canlıların seslerinin farklı olmasının nedenleri özet

$
0
0

Dünya üzerinde sayısız canlı türü vardır. Bu canlı türleri kendine has özellikler ile birbirinden ayrılır. Her türü diğerlerinden farklı kılan bir takım biyolojik faktörler bulunmaktadır.

Bunlardan biri de sestir. Evet canlı türlerinin hatta aynı türün farklı bireylerinin bile sesleri birbirinden farklıdır.

Peki canlıların sesleri neden farklıdır? Bu sorunun cevabını çok kısa konu anlatımı şeklinde burada vermeye çalışacağız…

images

Canlıların seslerinin farklı olması seslerindeki tını ile alakalıdır. Sesler ses telleri aracılığıyla oluşturulur. Yani ses tellerinin fiziki özellikleri olan boyu, kalınlığı gibi özellikleri sesin tınısını değiştirmektedir. Bilinene göre ses tellerinin boyu ve kalınlığı arttıkça frekansı azalmaktadır. İşte bu frekans sesimizin karakteristiğidir. Yani ses teli kısa olanın sesi kalın ses teli uzun olanın sesi incedir. Ayrıca sesin tonlaması da karakteristiğinin bir parçasıdır. Bu da ciğerden gelen havanın miktarı ile ilgilidir.

Bir örnek olarak araba ve uçağın çıkardığı sesin frekansı farklı olduğundan hepimiz bunu farklı algılarız.

ses-dalgalari[1]

İnsan, hayvan ve uçak gibi ses çıkaran bir çok varlığın sesi neden farklıdır?

Bunun asıl nedeni ses üretme aralığındaki frekansların farklılık göstermesidir Ses tellerinin boyu ile frekans ters orantılıdır Ses tellerinin boyu kısaldıkça,frekans artar ve ses incelir Uzayınca da frekans azalıp ses kalınlaşıyordur.

insanların ses telleriyle hayfanlarınkisi birdeğildir zaten insanların sesleride farklıdır yani bu insanın frekansının düşük olup olmamasıyla ilgilidir bir kişinin sestelı kısaysa daha çok uzunsa daha az yanı ince ses çıkar buna dyapozonuda örnek vere biliriz ondada uzuna gittikce ses incelmektedir uçaklarla veya arabalarla karşılaştırısak onların frekansı insanlara gore çok çok fazladır bunedenle aynıdeıldır zaten uçak seslerı insanlar için zararlıdırlar.

İnsanların ve Bazı Hayvanların Üretebildikleri ve Duyabildikleri Ses Frekans Aralıkları

canli_ses_araligi[1]

NOT : 1- Kadınların ses telleri kısa olduğu için ses frekansları büyük ve sesleri incedir. Çünkü
telin boyu kısaldıkça frekansı artar. Erkeklerin ses telleri uzun olduğundan ses frekansları düşük yani sesleri kalındır.
2- Gücü, bir halden diğerine dönüştüren cihazlara transducer (dönüştürücü) denir. Mikrofon ve kuartz kristal gibi, seramik ve magnetik fonograf pikaplar, ses dönüştürücülerine örnektir. Bazı dönüştürücüler, ultrasonik dalgalar yaratabilirler. Böyle cihazlar, ultrasonik temizleyicilerde ve sualtı denizciliğinde kullanılır.
3- Ultrasonik dalgalar, bir kuartz kristaline, alternatif elektrik alanın uygulanmasıyla elde edilebilir.

ÖRNEKLER : 

1- Sivrisinek kanatları saniyede 600 kez titreşir. Bu nedenle saniyede havada 600 ses dalgası yani titreşim oluşur ve bu ses dalgaları havada yayılarak kulağa gelir ve ince yani yüksek ses olarak duyulur.
2- Traktör çalışınca, traktördeki ağır metal parçalar yavaş titreşir ve ses dalgası yani titreşim sayısı az olur ve kalın ses oluşur. (Vızıldama yerine homurtu sesi duyulur).
3- Bazı hayvanlar insanların duyabileceğinden çok yüksek yani büyük frekanslı sesler üretebilir ve duyabilir.
4- Şişelere konan farklı miktardaki sular farklı yükseklikte sesler çıkartır.
• Şişelere vurulduğunda en yüksek yani ince ses boş şişeden çıkar. Şişedeki su miktarı arttıkça sesin yüksekliği azalır, kalınlığı artar.
Bunun nedeni şişelere vurulduğunda hem şişe hem de su titreşir. Boş şişede sadece şişe titreşeceği için şişenin titreşim sayısı yani frekansı ve sesin yüksekliği artar, ses daha ince çıkar. Su miktarı arttığında kütle artar ve şişe ve su birlikte titreşeceği için şişenin titreşim sayısı yani frekansı ve sesin yüksekliği azalır, ses daha kalın çıkar.
• Şişelere üflendiğinde en az yüksek yani kalın ses boş şişeden çıkar. Şişedeki su miktarı arttıkça sesin yüksekliği ve inceliği artar.
Bunun nedeni şişelere üflendiğinde sadece hava titreşir. Boş şişede hava daha fazla olduğu (uzunluk arttığı) için frekans ve sesin yüksekliği azalır, ses daha kalın çıkar. Su miktarı arttığında hava miktarı azaldığı (uzunluk azaldığı) için frekans ve sesin yüksekliği artar, ses daha ince çıkar.
5- Farklı uzunluktaki levhalardan yapılan ksilefonlarda kısa levhalar ince, uzun levhalar kalın ses çıkartır. Çünkü uzunluk arttıkça frekans yani titreşim sayısı azalır ve ses daha kalın çıkar.
6- Bir şişeye musluktan su doldurulurken su miktarı arttıkça sesin kalınlığı artar. Çünkü şişeye su dolarken su şişeye çarptığı anda şişenin ve içindeki suyun titreşmesini sağlar. Su miktarı arttıkça titreşim sayısı yani frekans azalacağı için ses daha kalın çıkar.
7- Flütte çıkarılan kalın –do sesinin yüksekliği –si sesinin yüksekliğine göre daha azdır.
8- Kaplanın çıkardığı ses dalgası, kedininkine göre düşük frekanslıdır ve bu nedenle daha kalındır.
9- Farklı diyapazonlara lastik tokmaklarla vurulduğunda farklı yükseklik yani incelik ve kalınlıkta sesler duyulur. Diyapazonun frekansı büyükse daha yüksek yani ince ses, frekansı büyükse daha az yüksek yani kalın ses çıkartır. Diyapazonun üzerinde belirtilen frekansı, diyapazon çatalının 1 sn’deki titreşim sayısını verir. (256 Hz, 322 Hz, 384 Hz, 512 Hz). (256 Hz’lik diyapazon sn’de 256 kez titreşirken 512 Hz’lik diyapazon sn’de 512 kez titreşir).

SORU : 1- Köpek veya kedinin çıkardığı ses neden farklıdır?
2- Köpeğin sesi mi, kedinin sesi mi kalındır?
3- Kaplan veya kuştan hangisinin sesi kalındır?
4- Seslerin incelik veya kalınlığı neye bağlıdır?
5- Çevredeki sesler niçin birbirinden farklıdır?
6- Seslerin inceliği ya da kalınlığı nasıl ifade edilir? (Frekans birimi Hz ile).

Hazırlayan: Murat ÜSTÜNDAĞ
Kayseri Mithatpaşa İlköğretim Okulu Fen ve Teknoloji Öğretmeni

Sesler Neden Farklıdır, İnsanların ve Hayvanların Sesleri Neden Farklı

Canlı ve cansız varlıkların sesleri birbirinden farklı olmaktadır insanların, hayvanların, böceklerin hatta kendi içlerinde dahi farklı tınıda ses çıkartabilirler. Seslerin çıkması için ses tellerine ihtiyaç olunmaktadır bunların boyları ve kalınlığı frekansa göre ters orantılı olmaktadır. Ses telleri kısa olan birisinin sesi kalın olurken uzun olan birisinin ise ince tonda sesi çıkmaktadır. Sesler farklı tonlamalar sonucu meydana gelir ciğerlerimizden gelen hava ses tellerini titreştirerek konuşmamızı sağlamakta.

Arabalar ve uçakların frekansları farklı olduğundan dolayı farklı algılamaktayız. Kişiden kişiye ve araçlarda bu ses oranı değişiklik göstermeye devam etmektedir.

frekans-598x374[1]

Her İnsanın Sesi Neden Farklıdır?

Neden kadınlar erkeklere göre daha ince seslidir?

Diğer canlılara oranla insan gırtlağının çok daha aşağıda yaratılmış olmasının hikmeti nedir?

Bebekler doğduklarında neden gırtlakları yukarıdadır?

Ses konuştuğumuz anda oluşmasına rağmen nasıl olup da her seferinde aynı çıkmaktadır?

Her İnsanın Sesi Neden Farklıdır?

Sesimizin oluşabilmesi için gırtlaktaki kaslar, dil, dişler, damak, dudaklar gibi pek çok organ ve hava birbiri ile mükemmel bir uyum içerisinde çalışır. Ancak ses oluşumunda kullanılan organlar ve hava gibi etkenler aynı olmasına rağmen, her insanın sesi farklı olabilmektedir.

Yüce Allah’ın insanlara bahşettiği çok özel bir nimet olan ses ve konuşma, çevre ile iletişim kurabilmenin, düşünceleri, sevinç, üzüntü gibi duyguları farklı ses tonları kullanarak anlatabilmenin tek yoludur. İnsan sesi, çok çeşitli tonlamalar meydana getirmesi ile bugüne kadar yapılmış tüm müzik aletlerinden milyonlarca defa daha olağanüstü bir yapı ve işleyişe sahiptir. Müzik aletlerinin zaman içinde eskimesi, bozulması ve her zaman bakıma muhtaç olmasına karşın, sesimiz bozulmadan, eskimeden, kendi bakımını sürekli kendisi yaparak, yaşadığımız süre boyunca bize hizmet eder.

Her İnsan Sesine Farklı Bir Kimlik Veren Mükemmel Organizasyon

Sesimizin oluşabilmesi için gırtlaktaki kaslar, dil, dişler, damak, dudaklar gibi pek çok organ ve hava birbiri ile mükemmel bir uyum içerisinde çalışır. Ancak ses oluşumunda kullanılan organlar ve hava gibi etkenler aynı olmasına rağmen, her insanın sesi farklı olabilmektedir.

Ses Tellerinin Görevi

İnsan sesini oluşturan en önemli organlar, ses telleri ve onların bağlı bulunduğu kaslardır. Bunlar gırtlağın içindeki ses kutusunda bulunan mukus tabakası ile kaplı bir çift kastır. Gırtlağın ön kısmında halka biçiminde olan kalkansı kıkırdakların arkasında yer alır.

Sesin üretilebilmesi için V şeklindeki ses tellerinin II şekline gelmesi gerekir. Ancak eğer birbirlerine çok yaklaşırlarsa veya yeterince gergin değillerse ses kalitesi düşer. Hatta konuşma gerçekleşmez.

Ses tellerinin boyu, sesin kalınlığını belirler. Ses teli ne kadar uzun olursa, ses o kadar ince çıkar. Kadınların erkeklere oranla daha ince sesli olmalarının temelinde yatan neden de budur. Çünkü kadınların ses telleri erkeklerin ses tellerinden daha uzundur.

İnsan dışında hiçbir canlının sesini dinleyerek onun cinsiyetini ayırt edemeyiz. İnsan ise bu açıdan farklıdır.

Konuştuğumuz insanı görmesek bile ses tonundan onun kadın mı yoksa erkek mi olduğunu hemen anlayabiliriz. Bu elbette Yüce Allah’ın insanlara bahşettiği çok özel bir detaydır.

Ses tellerinin ses çıkarabilmesi için aralarındaki mesafe, uzunluk, gerilim gibi birçok özelliğin çok ince düşünülmesi ve hesaplanması gerekir. Sadece ses telindeki bu detaylar düşünüldüğünde bunların tesadüfen geliştiğini iddia etmek elbette imkansızdır. Ses telleri, bunların titreşimi gibi birçok detay, Yüce Allah’ın üstün aklı ve her şeyi bir ölçü ile yaratmasının en güzel delilidir. Yüce Allah bu gerçeği bir Kuran ayetinde şöyle haber vermiştir:

“… O’nun Katında her şey bir miktar (ölçü) iledir.” (Ra’d Suresi, 8)

Gırtlağın Görevi

Sesin oluşumundaki detaylar, sadece ses telleri ile sınırlı değildir. Nefes borumuzun ağız boşluğuna açılan kısmında yer alan gırtlak (larinks) boyunca, ses telleri dışında uzanan başka kaslar da yer alır. Bu kaslar teller arasındaki hava boşluğunu ve tellerin uzunluğunu kontrol ederler ve ses tellerinin titreşebilmesi, hava akımının geçebilmesi için gırtlağı oluşturan diğer kaslardan bağımsız olarak hareket ederler. Kuşkusuz bu evrim teorisi ile açıklanamayacak bir detaydır. Gırtlağın ses tellerinin titreşmesi için aşama aşama gelişerek, sadece ses tellerinin bulunduğu kısımda ayrı bir kas yapısı oluşturması elbette mümkün değildir. Konuşmanın en önemli şartlarından biri olan bu detay, Yüce Allah’ın “Ol“ emriyle bir anda gerçekleşmiştir.

İnsanın gırtlağının yapısında konuşmaya yönelik bir başka detay, diğer canlılara oranla insan gırtlağının çok daha aşağıda yaratılmış olmasıdır. Bu detay gırtlaktan çıkan nefesin farklı seslere dönüşmesini sağlar. Gırtlağın bu özelliğinden dolayı nefes borusuna sürekli besin kaçma ihtimali vardır. Bu risk, bebeklik döneminde kazanılan reflekslerle ve “küçük dil” olarak adlandırılan organla ortadan kaldırılmıştır.

Ağız, Diş, Burun ve Dilin Organizasyondaki Görevi

Dünyanın dört bir yanında farklı diller konuşulur. Fakat tüm insanların ağızlarından benzer harf sesleri çıkar. Çünkü insanlar Yüce Allah’ın ilhamıyla harfleri söylerken hep aynı organlarını kullanırlar.

İnsanlar her iki dudakları ile ‘P’ ve ‘B’, dudak ve dişleri ile ‘F’ ve ‘V’, dilin ön kısmı ile ‘T’ ve ‘D’, dilin arka kısmı ile de ‘K’ ve ‘G’ seslerini çıkarırlar.

Hiçbir bebek doğduğu zaman harfleri söylerken ağız boşluğunu nasıl kullanacağını bilmez, fakat konuşma zamanı geldiğinde Afrika’daki kabilede yaşayan bir çocuk da, New York’ta oturan bir çocuk da harfleri aynı şekilde söyler. Kuşkusuz bu büyük bir mucizedir ve konuşmanın tek kaynaktan Yüce Allah’tan gelen ilham ile yapıldığının en güzel delilidir.

Konuşma esnasında bazı organların diğerlerinden daha baskın kullanılması ise gerek konuşmanın anlaşılması gerekse dinleyenin algılamasında sorunlar oluşturur. Örneğin konuşurken gırtlak bölgesini kullananların sesi parazitli çıkar ve rahat duyulabilmelerini zorlaştırır.

Sadece ağız boşluğunu kullanan kişiler ağızlarını yeteri kadar açmadıkları için “a” ya da “o” yerine “ı” sesi çıkarır ve bu kişilerin seslerini duymak güçleşir.

Yalnızca burun bölgesini kullanan kişilerin sesi ise tonsuz, enerjisiz ve uğultu halinde çıkar. Bu sorunun nedenlerinden biri yumuşak damağın yeterince çalışmamasıdır. Yumuşak damağın görevlerinden biri, seslerin burun yoluyla çıkmasını engellemek için burun yolunu kapamaktır. Çünkü bazı sesler burun yoluyla çıkmak ister, bu durumda yumuşak damak o bölgeyi kapatır ve seslerin doğru çıkmasını sağlar.

Şüphesiz burada birkaç örnekle işaret edilen detaylar, seslerin doğru bir biçimde çıkması için tüm sistemin belirli hareketleri aynı anda yapması gerektiğini ortaya koyar. Hiçbirimizin farkında olmadan gerçekleştirdiği bu organizasyon, Yüce Allah’ın üstün aklının sonuçlarından biridir.

Beynin Rolü

Tüm konuşmanın organizatörü, beyindeki bir bölgedir. Burada düşüncenin ana yapısı oluşur, kulak ve gözlerden gelen sinyallerle birleştirilir ve boğaza gönderilir.

Hayvanların beyinlerinde böyle bir bölge yoktur. Bazı papağan, muhabbet kuşu hatta karga türlerinin konuşabilmeleri ise bilinçli bir konuşma şekli değildir. Sadece ezberleme ve tekrar edebilme yeteneklerinden kaynaklanır.

Bizim beynimizde konuşma noktasının bulunması bize ait özellikler olmadığı gibi, bazı kuş türlerinin kelimeleri ezberleyip tekrar edebilmeleri de onlara ait özellikler değildir. Çünkü beyin sadece bir et parçasıdır. Bu et parçasının düşünüp, konuşmaya karar vermesi hangi harflerin hangi organları kullanarak çıkacağını belirleyebilmesi, kelimelerin anlamlı bir biçimde ve düşünmeden çıkarak dinleyenin anlayabileceği cümlelere dönüşmesi elbette bir et parçasının yapabileceği işlemler değildir. Beyin sadece konuşmayı yönlendiren bir vesiledir. Ayette bildirildiği gibi kelimeleri öğreten ve konuşmayı ilham eden Yüce Allah’tır:

Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti…” (Bakara Suresi, 31)

Buraya kadar anlatılanlar sesin oluşabilmesi için tüm insanlarda olması gereken mucizevi detaylardır. Mucizenin bir diğer tarafı ise tıpkı parmak izi gibi her insanın kendine özgü sesinin olmasıdır. Peki, bu mucize nasıl gerçekleşir?

Sesimizi Bize Özel Kılan Detaylar

Bugüne kadar yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan milyarlarca insan birbirinden farklı ses tonlarına sahiptir. Bu elbette Yüce Allah’ın insanlara lütuf olarak bahşettiği büyük bir nimettir. Çünkü bu nimet vasıtasıyla insanlar arasındaki iletişim kolaylaşır, birbirlerini görmeseler bile seslerinden tanıyabilirler. Ayrıca insanların zevk alacakları şarkıları dinleyebilmeleri de ancak ses tonlarının farklı olması ile mümkündür. Ancak eğer Allah dileseydi bütün insanlar aynı sesle konuşabilir, her yerde aynı ses tonunu da işitebilirlerdi. Kendi sesimiz, annemizin sesiyle, arkadaşlarımızın veya komşumuzun sesi ile aynı olabilirdi. Bunun yanında aynı ses tonuyla bütün insanların telefonla irtibat kurmaları pek çok açıdan riskli ve güç olurdu. Çünkü herkes birbiri adına konuşma yapabilir, bu durumda insanları ayırt etmek mümkün olmazdı. Ancak alemlerin Rabbi olan Allah büyük bir nimet ve lütuf olarak insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak ve zevk alacakları şarkılar ve sohbetler oluşturmak için; onları birbirinden farklı ve benzersiz ses tonları ile yaratmıştır.

Sesimizin sadece kendimize özgü olmasını sağlayan sebep jet makineleri çevresindeki girdapların ses üretmeleri ile benzer yapıdadır. Bu konuda Cincinnati Üniversitesi’nden tıp doktoru Sid Khosla ve ekibi jet makineleri ile ilgili uzun süreli araştırmalar yapmışlardır ve bu araştırmalarda şu sonuca varmışlardır:
Akciğerden çıkan hava akımı gırtlak boyunca tıpkı ses motorlarındaki gibi girdaplar yaparak ses üretmektedir.

Eğer görülebilseydi, dönen duman halkalarına benzeyecek olan bu girdaplar, her insanda farklı ton oluşturan seslere dönüşürler. Ancak bu girdapların oluşum mekanizmaları insanın aklıyla çözebileceğinden çok daha karmaşıktır. (sciencedaily.com – Jet Engines Help Solve The Mysteries of the Voice)

İnsanın oluşum mekanizması hakkında bile tam bir bilgiye sahip olmadığı ve kendine özgü ses yapısının ortaya çıkmasında hiçbir katkısının olmadığı çok açıktır. Kişiye özel ses elbette Yüce Allah’ın yaratma sanatındaki aklın üstünlüğünü gösterir.

FARKLI SES TONLARI RABBİMİZ’İN ŞANINDANDIR

Sesin oluşabilmesi için vücudumuzda pek çok organ birbiri ile tam bir uyum içinde çalışır. Bu organlardan bir tanesinin eksikliği veya görevini tam zamanında yerine getirmemesi sesin oluşumunu engeller. Bu nedenle sesi oluşturan tüm sistemin aynı anda, eksiksiz bir biçimde ortaya çıkması ve her birinin görevini “bilip” kusursuzca işlevini yerine getirmesi gereklidir. Organların aklı ve şuuru yoktur. Bu nedenle görevlerinin ne olduğunu, sesi oluşturmak için neler yapmaları gerektiğini bilemezler. Akla ve bilince sahip olmayan bu parçalar zaman içinde yavaş yavaş gelişerek kusursuz hale de gelemezler. Tıpkı bir kemanı yapan ustanın ancak müzik aletinin bütün parçalarını aynı anda bir araya getirmesi ile sesin çıkması gibi, sesle ilgili donanımımız da Yüce Allah tarafından bir anda yaratılmıştır.

Ses çıkarabilmemiz için sadece bu sistemin varlığı da yetmemektedir. Aynı zamanda havanın varlığı da şarttır. Üstelik bu hava her insanın gırtlağında farklı girdaplar çizerek sesin kişiye özel olmasını sağlamaktadır.

Her insanda ses ve konuşma oluşturan donanım ve hava aynı olmasına rağmen her insanın kendisine özgü bir sese sahip olması elbette bir aklın kavrama sınırının çok üstündedir. Bu durum Rabbimiz’in üstün aklını, örnek edinmeksizin yaratan olduğunu göstermektedir.

Allah insanı yaratmış ve ona, dünya üzerindeki başka hiçbir canlıda olmayan kavramlarla düşünme, konuşma ve kendine özgü ses çıkarma yeteneğini bahşetmiştir. Kuran ayetlerinde şu şekilde bildirilir:

Rahman olan Allah… İnsanı yarattı. Ona beyanı öğretti.” (Rahman Suresi, 1–4)

İnsanların seslerinin birbirinden farklı olması, muhteşem bir çeşitlilik oluşturur ve büyük bir mucizedir. Sesimiz konuştuğumuz anda oluştuğu halde her defasında aynı çıkması da tesadüf iddiası ile açıklanamayacak kadar büyük bir mucizedir.

İnsanlar dışındaki tüm canlıların sesleri birbirine benzerdir. Fakat insan sesi bunlardan farklıdır. Çünkü her insanın sesinin bir kimliği vardır. Kendi sesimiz, ailemiz ve tanıdıklarımızın sesleri sadece kişiye özgüdür. Hatta insan sesi o kadar özeldir ki, göremediğimiz halde telefonu açar açmaz karşımızdaki kişiyi ‘merhaba’ deyişinden bile tanıyabiliriz.

Yeni doğan bebeklerin gırtlakları yetişkinlere göre daha yüksektedir. Böylece henüz konuşmadığı için gırtlak yapısına gereksinim duymayan bir bebek, süt emerken aynı anda nefes alabilir ve yetişkinlerde olduğu gibi yuttuklarının nefes borusuna oradan da akciğere kaçma riskini taşımaz. Ancak ileride konuşma için zorluk çıkaracağından, çocuk konuşma çağına girmeden, gırtlak aşağıya iner. Yani tam gereken zamanda tam gereken şekilde gelişir. Bu elbette Yüce Allah’ın yaratma sanatındaki detayı ve üstün aklı gösteren örneklerden biridir.

Sesin Oluşumu Nasıl Gerçekleşir?

Konuşurken nefes veririz ve bu nefes konuşmanın karakteristiğini etkileyen en az 11 noktadan geçer.

Ses, akciğerlerden nefes borusu ile yukarı doğru çıkan havanın, gırtlakta bulunan iki adet ses telini titreştirmesi sonucu oluşur.

Ses telleri, konuşulmadığı zamanlarda ‘V’ şeklindedir ve her iki yana açıktır. Konuşma sırasında orta hatta bir araya gelirler ve ‘II’ şeklini alırlar.

Bu teller, ince seslerin çıkartılması için daha çok gerilir ve titreşir. Kalın seslerde ise bunun tam tersi bir mekanizma çalışır.

Ses; gırtlaktan çıktıktan sonra ise, dil kökü, dil, dişler, dudaklar gibi organlarımızda son şeklini alır. Bu sırada geniz, burun boşluğu ve sinüslerde titreşerek kişiye özgü ses karakterleri ortaya çıkar.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue