Quantcast
Channel: Eğitim – BilgilerSitesi.Com
Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Türk Bayrağının Tarihçesi Nedir Kısaca Özet Bilgi Vikipedi

$
0
0

Türklerin tarih boyunca kullandığı pek çok bayrak çeşidi olmuştur. Fakat osmanlılarla birlikte başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’yle son şeklini alan Türk bayrağının tarihi süreçte nasıl oluştuğunu biliyor muydunuz? Bu yazıda Türk bayrağının nasıl ortaya çıktığını yani yaratılma hikayesi hakkında ortaya atılan fikirleri ve gerçek bilgileri sizlere sunuyoruz…

- 28 Temmuz 1389 Kosova’da gökyüzünün geceyarısı görünümü –

Türk Bayrağı’nın 1. Kosova Savaşı (28.07.1389) sırasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir çukurda toplanması sonucunda; ay ve yıldızın yan yana gelmesi ile oluştuğu söylenmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında, 1. Kosova Savaşı’nın sebep olması en büyük ihtimallerden biridir çünkü 28.07.1389 akşamında gökyüzünde Jüpiter ve Ay yan yana gelmiştir.

Türklerin ilk kullandıkları bayrağın rengi ve şekli hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak Orta Asya tarihi hakkındaki bilgilere dayanarak İslamiyet’ten önceki Türklerde Tuğ adı verilen bayrak veya sembollerin kullanıldığı bir gerçektir. Siyahtan kırmızıya kadar; mavi, sarı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklerde semboller kullanmış olan eski Türkler, bir mızrağın ucuna bağladıkları, umumiyetle ipekten yapılmış bu alametlere batrak, badruk, bayrak gibi isimler verdiler. Dokuzuncu asırdan itibaren kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Türkler de çeşitli bayraklar kullandılar. Bu bayraktaki en büyük özellik, İslami motif ve unsurların ön plana geçmesiyle birlikte, milli motif ve sembollere de yer verilmesi idi. İlk Müslüman Türk devletlerinden olan Gazneliler’in bayraklarında, yeşil zemin üzerinde beyaz hilal ve kuş resimleri vardı. Karahanlılar’ın bayraklarında al renk üzerinde dokuz tuğ resmi bulunuyordu. Diğer Müslüman Türk devletleri de çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullandılar. Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk yıllarında mavi zemin üstüne beyaz çift kartal sembolü ve siyah çizgili gerilmiş yay ve ok resimleri varken, daha sonra siyah renkli bayrak kullandılar. Bu bayrak Anadolu Selçukluları tarafından da benimsenmişti. Selçuklularda hanedan rengi olarak kabul edilen al renkli bayraklar da vardı. Haçlı seferlerine göğüs geren Selahaddîn-I Eyyübi’nin bayrağı san renkli olup, üzerinde hilal bulunuyordu. Bu şekil hem bu devletin bayrağı, hem de Avrupalılar tarafından İslamiyet’in sembolü olarak kabul edilmiştir.

Osmanlılar zamanında da çeşitli renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. Osmanlılarda bayrak; padişahı, dolayısıyla devleti temsil ederdi. Zira padişah, devleti temsil etmekteydi. Padişah bayrak ve sancaklarını, Emir-i Âlem denilen pasa ile bunun maiyetindeki saltanat sancaklarıyla mehterhane takımını ihtiva eden bölükler taşırdı. Ayrıca her ocağın, her birliğin hatta her ortanın (taburun) ayrı sancağı vardı. Sancaklar da çeşitli renklerde kullanılmıştır. Yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu bayrak ve sancaklarda, Osmanoğullarının hanedan rengi kırmızı daha doğrusu al idi. Al renk, doğrudan doğruya Osmanoğullarını işaret ederdi. Sultanlar yani padişah kızları bile beyaz renkte değil al renkte gelinlik giyerlerdi. Padişahın yorganı, çarşafı, yastığı al renkteydi. Al renk esasında Selçuklularda da hanedan rengi olarak kabul ediliyordu. Osmanoğulları, Selçukoğullarının meşru varisleri olarak bu rengi devralmışlardır. Bu husus al renge tamamen bir milli karakter vermiştir ki, bugün de devam etmektedir. Selçuklularda bu rengi selefleri olan Karahanlılardan almışlardı. Kırmızıyı süsleyen ayin menşei ise destanlar dönemine kadar dayanır. Yıldız ise daha sonraki devirlerde konulmuştur.

Osmanlıların ilk bayrağı, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mes’üd tarafından Osman Bey’e gönderilen hediyeler arasındaki beyaz renkli bayrak idi. On dördüncü asırdan itibaren çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullanıldı. Kamüs-ül-a’lam’da bildirildiğine göre, Osmanlı sancağının rengini ve (bugünkü ayyildızlı Türk bayrağının) seklini tayin eden, sultan birinci Murad ve Yıldırım Bayezîd devirlerinde yaşayan Tîmürtas Paşa’dır. Bu asırda Osmanlı donanmasında ve azap kıtalarında kırmızı; yeniçeri kıt’alarında beyaz bayraklar kullanıldığı, Fatih Sultan Mehmet’in muasırı olan tarihçi Türsün Bey’in ifadelerinden anlaşılmaktadır. On beşinci asırda Osmanlıların kırmızı bayraklar kullandıkları, Asıkpasazade’nin Alaşehir’de dokunan bir nevi al kumaştan bayrak ve hil’at yapıldığı hakkındaki kaydında yer almaktadır. Muhtelif kaynakların incelenmesinden anlaşıldığına göre, Osmanlılar kuruluştan İtibaren diğer İslam ve Türk devletlerinde olduğu gibi, çeşitli bayraklar kullandılar. On beşinci asırda padişaha ait sancaklardan başka çeşitli askeri birliklere ve büyük devlet adamlarına, beylerbeyi, sancakbeyi, donanma kumandanı ve reisleriyle azap ocaklarına ve ticaret gemilerine mahsus türlü renklerde bayrak ve sancaklar vardı. Bu bayrakların ve sancakların üzerinde muhtelif sekil ve yazılar bulunurdu. Yeniçeri ocağının muhtelif ortalarının (tabur) kendileri ne mahsus nişanları vardı. Kışlaların kapılarına asılan ortaların bayraklarına bu alametler nakşedilirdi. Bu asırda yeniçerilere ak, sipahilere kırmızı, silahdar bölüğüne san, orta ve aşağı bölüklere alaca renkli olarak verilen bayraklar bu birliklere verilen sancak mahiyetinde idi. Çünkü Osman Gazi’den İtibaren Kanuni Devri de dahil olmak üzere padişahlara mahsus olan bayrak beyaz renkli idi. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır seferlerinde, otağının önüne hakimiyet alameti olan beyaz ve kırmızı renkli bayraklar dikilmişti. Ayrıca Yavuz Sultan Selim zamanında, bugün Topkapı Sarayı mukaddes emanetler dairesinde bulunan, Peygamber Efendimize ait olan Sancak-ı Şerif Osmanlılara geçti. Asırlardır muhafaza edilen Sancak-i Şerif kılıf içinde bulundurulur, asla açılmazdı. Sefer-i hümayunlarda padişahlar beraberlerinde götürürlerdi. Halifelik alametlerinden biri olan Sancak-ı Şerif, devleti son derece tehdit eden hallerde ve isyanlarda padişahîn emriyle çıkarılır, millet, asilere karşı Sancak-ı Şerif’in altında toplanmaya çağrılırdı. Bu suretle millet birlik içinde hareket ederek isyanı bastırırdı.

Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran seferinde ilk defa olarak kullanılan yeşil renkli bayrak, bu devirden sonra da hemen her zaman sık sık kullanılmıştır. Osmanlılar; hilafete de sahip olduklarını göstermek için kullandıkları yeşil renkli sancak, Barbaros Hayreddîn Pasa ve Utul Ali Reis’in donanmalarında da kullanıldı Sultan I. Mahmut devrinde donanma bayrağı olarak kabul edildi.

Kanuni Sultan Süleyman devrinde de beyaz, alaca, kırmızı ve san bayraklara siyah ve yeşil renkliler ilave edildi. Doğrudan doğruya padişahın hassa kuvvetini teşkil eden kapıkulu ocaklarının taşıdıkları bayraklar, umumiyetle saltanat sancakları sayılırdı. Macaristan seferine çıkan ve orduya kumandan tayin edilen Sadrazam İbrahim Paşa’ya; beyaz, yeşil ve sarı renkte üç sancakla iki kırmızı, iki de alaca bayrak verilmesi bu hususu ispat etmektedir. Topraklı süvarinin yukarısı yeşil, aşağısı kırmızı renkte olmak üzere iki renkli bayrağı vardı.

Osmanlı ordusunda olduğu gibi, donanmasında da türlü renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. On besinci asırda genellikle kırmızı renkli bayraklar kullanıldığı halde on altıncı asırda kumandana mahsus bayrağın yeşil, derya beylerinin ise beyaz, kırmızı, sarı, sarı kırmızı, ufki çizgili alaca bayraklar kullandıkları görülmektedir. Bu asırda ticaret gemilerinin beyaz bayraklar taşıdıkları da bazı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Daha sonraki asırlarda da kaptan paşalara mahsus olan bayrak yeşil idi. Gemi sancaklarında en ziyade kırmızı renk kullanılmakla beraber, yeşil bayraklar da kullanılmıştır. Bunların kimlere ait olduğu üzerlerindeki şekillerden anlaşılırdı. Sultan I. Mahmut devrinden sonra donanmada daha çok yeşil sancaklar kullanılmaya başlandı.

Kalyonların kıç sancakları yeşil olduğu gibi, amirallere mahsus forslar da yeşil zemin üzerinde Zülfikar ve hilal şekillerini ihtiva ederdi. Sultan III. Selim zamanında ordu ve donanmada yapılan yeni düzenlemeler esnasında bayraklar üzerindeki hilal şekline, sekiz köseli yıldız ilave edildi. Bayrak meselesinin belirli esaslara bağlandığı bu devirde, büyük gemilerin muhtelif direklerine çekilecek bayraklar tespit edildi. Padişaha mahsus gemiye (taht gemisi) çekilecek kırmızı sancağın üstünde Sultan III. Selim’in tuğrası vardı. Ticaret gemilerinin taşıdığı bayrakların renk ve şekillerinin tespit edildiği bu dönemde, Cezayir Beylerbeyi’nin, üst köşesinde beyaz renkte sarıklı bir insan başı bulunan kırmızı bayrağı vardı. Bu dönemde kumandan forsları yeşil olup, beylerbeyliğe ait ticaret gemilerinin bayrağı; yeşil, beyaz, kırmızı üç ufki parçadan meydana gelmişti. Tunus ve Cezayir ticaret gemileri ortası yeşil olmak üzere iki mavi, iki kırmızı, beş ufki parçadan meydana gelen bayraklar taşıyordu, Trablus Beylerbeyi ile İstanbul limanına mahsus sancak, üç hilalli olup yeşildi. Sultan III. Selim devrinde kurulan Nizam-i Cedîd Ordusu kıta’ları için ortasına sarı sırma ile bir hilal yahut ortadaki hilalden başka dört kösesine de hilaller islenmiş kırmızı veya fes rengi bayraklar kullanıldı.

Sultan II. Mahmut zamanında da bayrak şekilleri hemen hemen aynı devam etti. Ancak bu devirde kalelere ve hükümet binalarına ayyıldızlı al sancak çekildiği görülmektedir. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine bunlara ait hususi bayrakların kullanılmasına son verildi. Yeniçeriler arasında çok yayılmış olan yeniçeriliği ve Bektaşiliği hatırlatan bir takım kelimelerle birlikte bayrak kelimesinin kullanılması da yasak edildi. Bunun yerine sancak kelimesinin kullanılması için her tarafa emirler verildi.

Yeniçerilerin son zamanlarında genellikle kırmızı renkte, üzerinde beyaz bir pençe, bir Zülfikar ve bir daire sekli bulunan çatal uçlu bayraktar kullanıldı.

Sultan II. Mahmut tarafından kurulan Asakır-i Mansüre-i Muhammediyye’ye mahsus olarak üzerinde kelime-i şahadet veya fetih ayetleri bulunan siyah bayraklar yapıldı. Siyah rengin tercihi Peygamber Efendimizin Ukab adli meşhur siyah sancağının rengini taklit etmek maksadıyladır.

İkinci meşrutiyetin ilanına kadar orduda üzerinde ayetler yazılı ve hükümdarların ortası tuğralı armalarını taşıyan sırma saçaklı çeşitli alay sancaktan kullanıldı ve ondan sonra da bu adet devam etti. Bu sancakların rengi umumiyetle kırmızı idi.

Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda İlk defa 1793’de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız, sekiz köseli idi. Bu bayrak Osmanlı Devleti’nin resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı. Sultan I. Abdülmecit zamanında 1842’de yıldızın beş köseli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti. Bu devirde padişaha ait tuğralı sancaktan başka hükümdarın gemileri ziyaretinde kullanılan, ortasında güneş ve dört kösesinde de şualar bulunan bir sancak daha vardı. Kaptan paşaya mahsus sancakta; bir hilal ile sekiz köseli yıldız mevcuttu. Osmanlı hâkimiyetinde bulunan, Tunus, Eflak, Boğdan beyleri ile Sırp prensliğinin özet bayraklarında; Osmanlı bayrağının kırmızı rengiyle birlikte mavi, beyaz, san gibi mahalli renkler de kullanılırdı. Tunus beyinin sancağının, ortasında kırmızı zemin üzerindeki bir beyaz daire içinde kırmızı hilal ve yıldız sekli mevcuttu. Sırp, Eflak ve Boğdan beylerbeyleriyle Sisam adasına ait hususi bayrakların üst köselerinde, Osmanlı hâkimiyetinin sembolü olmak üzere, kırmızı zemin üzerinde beyaz üç yıldız bulunan sarı, Eflak bayrağı İle mavi Boğdan bayrağında, birincisinde çifte kartal, ikincisinde de bir öküz başı mevcuttu.

Sultan Abdülaziz zamanından başlayarak, padişahlara mahsus kırmızı renkli bayrakların ortasındaki tuğraların beyaz renkte sekiz suali bir güneş içinde alınması adet oldu. Sonradan bu bayrağın rengi vişneçürüğü olarak değiştirildi ve saltanat sancağı kabul edilen bu bayrak, saltanatın kaldırılmasına kadar devam etti.

Sultan II. Abdülhamit zamanında Cuma namazı münasebetiyle yapılan selamlık resminde hilafete mahsus bir bayrak kullanılırdı. Bu, kırmızı atlas zemin üzerine etrafı beyaz ile işlenmiş dört köşe bir çerçeve içinde; bir tarafında Fetih süresi, diğer tarafta ise güneş resmi bulunan sırma saçaklı ve ucu hilalli bir sancaktı.

1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılması üzerine halifeye mahsus olarak, yeşil zemin ortasında sekiz suali beyaz bir güneş içindeki saltanata mahsus bayrak kaldırıldı ve kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden sancak kabul edildi. Cumhuriyet idaresinin kurulmasından ve halifeliğin kaldırılmasından sonra 25 Teşrin-i Evvel 1925’de bir sancak talimatnamesi çıkarılarak, harp ve ticaret gemileri hakkında muayyen esaslar kabul olundu. 29 Mayıs 1936 tarih ve 2994 sayılı Kanunla Türk Bayrağı’nın şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde tespit edildi. 28 Temmuz 1937 tarih ve 2/7175 sayılı Kararnameye ilişik 45 maddelik bir tüzük ( Türk Bayrağı Nizamnamesi ) ile de Türk Bayrağı’nın kullanılışı kural altına alındı.

Türk Bayrağı’nın Tarihi Ve Tarihçesi

Bir Söylence Göre
1. Kosova Savaşı sonrasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir çukurda toplanması sonucunda’ Ay ve Yıldız’ın yan yana gelmesi ile oluştuğu söylenmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında’ 1. Kosova Savaşı’nın sebep olması en büyük ihtimallerden biridir’ lâkin bu savaşın akşamında gökyüzünde Jüpiter ve AySırpMurat Hüdavendigar’a Sırp savaş planlarını vereceği taahhütü ile yaklaşmış; hançeri ile Osmanlı İmparatorluğu galibiyeti ile sonuçlanan savaş sonrasında şehit edilmiştir. Yerine büyük oğlu Yıldırım Beyazıt geçmiştir. yan yana nadir anlarından birini yaşamıştır. Bu savaş sonunda ele geçirilen bir askeri’ dönemin padişahı

1. Kosova Savaşı sırasındaki’ Kosova’da gökyüzündeki görüntüye ulaşmak için örnek resimlerde Stellarium isimli ücretsiz planetarium programı kullanılmıştır. Planetarium programımızı 1. Kosova Savaşı tarihine (28 Temmuz 1389)’ ve KosovaAy ve Yıldız’ın aslında Ay ve Jüpiter olduğu ortaya çıkar. koordinatlarına (Lat: 43.41 ‘ Long: 25.65) alırsak ; gökyüzündeki

14. yüzyılda’Astronomi konusunda dünyaca ilerleyememiş olmamız halen dünyanın yuvarlak olamaması gibi vahim sorunlar yüzünden’ kan çukurunda gözüken yıldıza benzeyen parıltı da doğal olarak yıldıza benzetilmiştir. Jüpiter her ne kadar eski zamanlardan beri bilinmesine rağmen’ ilk olarak 1610 yılında Galilei tarafından Jüpiter’e ait 4 Ay keşfedilmiştir. Jüpiter’in gözükebilen 4 ay’ının da etrafında kısmen parlaması (basit bir teleskopla gözükebilir’ ancak çıplak gözle en iyi ihtimal Jüpiter’e yakın bir parıltı gözükür); büyük bir ihtimal Jüpiter’i köşeli bir yıldıza benzetilmesini sağlamıştır. Lâkin’ Güneş’in herhangi bir gezegen üzerindeki yansımasının Dünya’daki insanlar tarafından parlak bir yıldıza benzetilerek de izlenebilir. Uranüs gezegeni de’ bu süre içerisinde Jüpiter’e olan yakınlığı (her ne kadar çıplak gözle gözükmesi çok zor olsa da’ küçük bir parıltı olarak gözükebilir); Jüpiter etrafında farkedilebilir 5 köşe gözükmesine sebebiyet verir.

Eğer ki bu yansımayı’ olası bir kan çukuru üzerinde düşünürsek de bize Türk Bayrağı’nın şu anki hali gözükür. Bunun için gece yarısı saatlerindeki gökyüzü görüntüsünü’ dikey ve yatay olarak tersine çevirirsek (Ayı arkanıza alarak kan çukuru üzerindeki yansımayı izlemek isterseniz) karşımıza aşağıdaki resimdeki gibi bir görüntü çıkar’ ve Türk Bayrağı ile arasında müthiş bir benzerlik vardır

Türk Bayrağı ve Ayyıldız

Medeniyetin her kısmında olduğu gibi askerî teşkilâtta da harikalar gösteren Türkler; askerî kıt’alarda muhtelif şekil ve kıt’ada amplemler kullanıyorlar; fakat bu muhtelif amplemler arasında en ziyade rağbet gören gök natureziminin bariz sembolleri olan güneş, ay ve yıldız şekilleri idi. Orta Asyada hüküm süren Hunların, Tok-yoların güneş ile aya nekadar ehemmiyet verdiklerini METE’nin Çin imparatoruna yazdığı mektupta görmüştük; Orta Asyadan garbe göç eden Sumerlerin ve Etilerin de gök natureziminin başlıca mabutlarının timsalleri olan güneş, ay ve yıldız şekillerini resim veya hakkettikleri bir çok eserleı gözden geçirilmiş; hattâ garbe doğru yayılan Türk medeniyetinin tesiri altında kalan memleketlerde de bu timsallere büyük   ehemmiyet verildiği görülmüştü.

Nihayet büyük konstantin ve halefleri zamanında Orta Asyadan garbe doğru yeni göçler başladığı zaman Roma ordusunda sancak ve bayrak yerine kullanılan mücessem şekillerin yavaş yavaş kalkarak bunların yerine kumaşlar üzerine yapılmış resimlerinin; yani bugünkü sancak ve bayrakların meydana çıktığını görüyoruz. Bu devirdeki Roma askerî teşkilâtını incelediğimiz zaman Hunlar ve Cermenlerin tesiri altında büyük değişikliklerin meydana geldiği görülür. Bu devrede Romalıların kullandıkları Horte, Kohorte ve Aley gibi tabirlerin Hunlardaki ordu, kolordu, alay tabirlerinden başka bir şey olmadığı aşikârdır. Romalıların bu tabirleri aldıkları esnada Türk ordusunda kullanılan kumaş üzerine yapılmış sancak ve bayrakları görerek onları taklit etmiş olmaları ihtimali vardır.

İslâmiyetin tesiri altında kalan Türkler sancak ve bayraklar üzerine hernekadar Kur’andan alınmış fetih sureleri, kelimei tevhit ve saireyi yazmış ve işlemişler ise de dinî, siyasî bir alet makamında kullanan hükümdarların etraflarında toplanan yüksek sınıfın millî varlıklarından fedakârlık yapmalarına rağmen halk tabakası hem dillerini, hem de an’anelerini muhafazaya devam etmişlerdi. İşte Türk milletinin an’anelerine sadık kalması yüzündendir ki güneş, ay ve yıldız sembollerini paralar üzerinde kitabelerde sancak ve bayraklar üzerinde görüyoruz; Selçuklar zamanında olduğu gibi bu büyük devletin dağılması üzerine Suriyede, Mısırda ve Anadoluda vesairede meydana gelen devletler zamanında da bu timsaller kullanılmakta devam etti. Hususile ayın sembolü olan hilâl şekli haçlı muharebeleri esnasında   müslümanlığın    bir   remzi    makamında    telâkki    edilmeğe başlandı.

İlhanlıların tazyiki karşısında parçalanıp dağılan Anadolu Selçuk devletinin yerine geçen Anadolu beylikleri ve hususile Anadolu Türklerini bir araya toplamağa muvaffak olan Osmanlı devleti de hem dinî, hem millî an’anelerin tesiri altında kalarak surei fetih ve kelimei şehadet işlemeli sancak ve bayraklarla birlikte hilalli sancaklar da kullandılar. Gemilerin direklerine ve kalelerin yüksek yerlerine müteaddit hilâli havi sancaklar çekiliyordu. Yabancı milletlerin gözlerine çarpan bu hilâl alâmeti Osmanlıların remzi; millî alâmetleri olarak tanıldı.

Osmanlı hükümdarlarının standart makamında kullandıkları sancaklarında dinî yazılara büyük bir ehemmiyet verilmekle beraber bu sancaklar üzerinde de bir çok güneş, hilâl ve yıldızların resmedilmiş olduğu; bugün Topkapı sarayında muhafaza edilmekte olan sancaklar üzerinde görülmektedir.

Selim III, zamanında; Avrupadaki komşu devletlerin askerî teşkilâtını gözönüne alarak ordu ve donanmanın ıslah ve tensikile uğraşıldığı esnada sancak ve bayraklarımızın da renk ve şekillerini tesbite çalışıldı. Harp gemilerinin kırmızı zemin üzerinde beyaz bir hilâl ile sekiz köşeli yıldızı havi sancak taşımaları kabul edildi. Müstahkem mevkilerde bu sancağı çekeceklerdi; fakat ticaret gemilerinin sancakları başka şekillerde idi. Nizamı cedidin ilgası ve Selim III. ün istifa etmesine rağmen millî an’anelere uygun olan bu sancak halk tarafından benimsendi ve gerek Mustafa III. ve gerekse Mahmut II. zamanlarında da kullanılmakta devam etti. Fakat Selim III. ve gerekse Mustafa ve Mahmut II. nin bugün mevcut olan standartlarına bakacak olursak onların da eski hükümdarlar gibi dinî yazılar ve zülfikarlarla işIenmiş; güneş, ay, ve yıldızlarla süslenmiş olduğunu görürüz. Abdülmecidin son zamanlarına doğru yıldızın şuaları beşe indirildiği gibi; Abdülaziz ye Abdülhamit II. devirlerinde de hilâle hendesi bir şekil verildi; Fakat bütün bu değişikliklerin yapılmasına rağmen hükümdarın ve hükümdar ailesinin sancaklarında güneş sembolü eski mevkiini muhafazada devam etti.

Tarihin en eski zamanlarından beri Türk bayrak ve sancaklarında bu kadar önemli bir mevki olan güneş, ay ve yıldızın menşeini ararken; Milâttan dört asır önce Bizans paralarında ay ve yıldızın kullanılmasını bir delil gibi göstererek İstanbulun 1453 te zaptından sonra hilâlin Osmanlılara geçtiğini iddia etmek hiçbir zaman doğru olamaz. Eğer hilâl Osmanlılardan evvelki Türk devletlerinde mevcut olmasa idi; ancak o zaman bunun Bizanstan alındığını iddia kabil olurdu.

Hilâlin menşeini öküz ve sair hayvan boynuzlarında aramak ta doğru olamaz. Şark ve Garp memleketleri ahalisinden bazıları birer tılısım makamında hayvan boynuzları kullanabilirler. Fakat Türk bayrağının üzerindeki hilâl ile boynuz arasında hiçbir münasebet yoktur/î Eğer böyle bir münasebet olsaydı ne güneş ve ne de yıldızın kullanılması lâzım gelecekti. Halbuki bugün dahi Türk sancağı üzerinde güneş, ay ve yıldız motifleri kullanılmaktadır. Türkiye Cumhur Reisinin forsu üzerinde; Millî sancağın üzerinde olduğu gibi ay ve yıldız; üst tarafındaki köşede de yüzlerce asırlardan beri Türk hükümet reislerinin sembolü olan güneşin altın ışıklarını serpmekte olduğu görülür. Türkler güneş ay ve yıldızı şu veya bu milletten değil; doğrudan doğruya tabiî menşei olan gökten almışlardır.

 

 

 

Cumhur Resine mahsus

* Kaynak:

  • Türk Bayrağı ve Ay Yıldız, VII. Dizi – Sayı 4b, Fevzi KURTOĞLU, 141-143 ss.

Türk bayrağı nedir?

Bayrak; Bir ulusun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş anlamına gelmektedir.

Türk bayrağı; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal ve resmi bayrağına verilen isimdir. İstiklal Marşı’nın 1. , 2. ve 10. kıtalarında Türk bayrağından bahsedilir.

Türk bayrağının özellikleri

1. Kırmızı arka plan rengi bulunmaktadır.

2. Zemin renginin üzerinden Ay ve beş köşeli yıldız simgeleri bulunmaktadır.

3. Kırmızı rengin tonu Pantone 186 ve RGB (227, 10, 23) olarak belirlenmiştir.

4. Kendine has ölçüleri bulunmaktadır.

5. Kendine has türleri bulunmaktadır.

Türk bayrağının anlamı

Türk bayrağına arka plan rengini veren kırmızı bu vatan için savaşan şehitlerimizin kanını temsil emektedir. Türk bayrağının üzerindeki Ay ve beş köşeli yıldzı simgelerinin ne anlama geldiğiyle ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu görüşleri sizlere aktaralım.

1. Beş köşeli yıldız “demokrasi” eşitlik ve özgürlüğü, hilal “İslam”ı simgeler.

2. Yarım ay “Allah”ı, yıldız “Peygamber”i temsil etmektedir.

3. Savaşta ölen askerden oluşan kan gölünden ay ve yıldızın gösterilişidir.

4. Ay ve Beş köşeli yıldız, Orta Asya’dan gelen “Türklüğü”, kırmızı zemin ise “vatanı” temsil etmektedir.

5. Osmanlı Devleti Bayrağının değiştirilmiş bir versiyonudur.

6. Yarım ay “yenilenme”yi, Beş köşeli yıldız ise “Türklüğü” temsil etmektedir.

7. Türk Bayrağı’ndaki Ay “İslamiyeti”, Beş köşeli yıldız ise ise “Türklüğü” temsil eder.

Türk bayrağının şekli ve ölçüleri

Türk bayrağının şekli Türk bayrağının ölçüleri

Türk bayrağının tarihçesi

Osmanlı İmparatorluğu’ndan önceki Anadolu Türk devletlerinde kullanılan bayrak renk ve sembolleri hakkında yeterli bir bilgi yoktur. Türk Bayrağı’nı ilk olarak Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mesud tarafından Osman Bey’e gönderilen beyaz renkli sancak olarak görürüz. 15. yüzyıldan sonra al bayrak Yavuz Sultan Selim dönemindeki Çaldıran Savaşı’nda ise yeşil bayrak kullanılmaya başlanmıştır. Türk Bayrağı’na en yakın şekle ise III. Selim döneminde rastlanır. Bu bayrakta hilal ile birlikte sekiz köşeli yıldız kullanılmıştır. 1842 yılında Abdülmecit döneminde yıldız beş köşeli haliyle kullanılmaya başlanmıştır.Saltanatın kaldırılması üzerine 29 Mayıs 1936 tarihinde bayrağın şekli kesin bir şekilde tayin edilmiştir. 28 Temmuz 1937 tarihli, 27175 sayılı “Türk Bayrağı Nizamnamesi Kararnamesi” ile de Türk Bayrağı’nın kullanılışı düzenlenmiştir.

Türk bayrağının kabul tarihleri

Osmanlı döneminde “1844” yılında, Cumhuriyet döneminde “29 Mayıs 1936″ tarihinde kabul edilmiştir.

Türk bayrağının örtülebileceği yerler

1. Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin,

2. Şehitlerin ve tüzükte belirlenecek asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde bunların tabutlarına,

3. Açılış törenlerinde Atatürk heykellerine,

4. Resmi yemin törenlerinde masalara örtülebilir.

Türk bayrağı ile ilgili yasaklar

1. Yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz

2. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez.

3. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz.

4. Elbise veya uniforma şeklinde giyilemez.

5. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz.

6. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz

7. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz.

Türk bayrağı hangi durumlarda yarıya indirilir?

Türk Bayrağı, yas alameti olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat tarihi olan 10 Kasım’da yarıya indirilir. Yas alameti olmak üzere bayrağın yarıya çekileceği diğer haller ve zamanı Başbakanlıkça ilan edilir.

Türk bayrağı çeşitleri

1. Gönder Bayrakları

2. Salon Bayrakları

3. Masa Bayrakları

4. Dış Mekanlarda Binalardan Sarkıtılan Bayraklar

Türk bayrağına benzer ve ilişkili diğer bayraklar (Geçmişten günümüze)

1. Osmanlı Bayrağı

Osmanlı bayrağı

2. Osmanlı donanma sancağı Bayrağı

Osmanlı donanma sancağı bayrağı

3. Hatay Cumhuriyeti Bayrağı

Hatay Cumhuriyeti Bayrağı

4. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı

5. Batı Trakya Bağımsız Hükümeti Bayrağı

Batı Trakya Bağımsız Hükümeti Bayrağı

6. Doğu Türkistan Bayrağı

Doğu Türkistan Bayrağı

7. Irak Türkmenleri Bayrağı

Irak Türkmenleri Bayrağı

8. Azerbaycan Bayrağı

Azerbaycan Bayrağı

9. Müslüman Boşnakların Bayrağı

Müslüman Boşnakların Bayrağı

10. Yugoslavya döneminde, ülkede yaşayan Türklerin bayrağı

Yugoslavya döneminde, ülkede yaşayan Türklerin bayrağı

11. Almanya Türkleri’nin Almanya’da Türk futbol takımını desteklemek için oluşturdukları bayrak

Almanya Türkleri'nin Almanya'da Türk futbol takımını desteklemek için oluşturdukları bayrak

12. Filistin’de son dönemde Türkiye’ye destek için oluşturulan bayrak

Filistin'de son dönemde Türkiye'ye destek için oluşturulan bayrak

13. Eurabia Bayrağı

Eurabia Bayrağı

14. Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin logosu

Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin logosu


Viewing all articles
Browse latest Browse all 383

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue