Su kaynaklarının azalması insan yaşamını nasıl etkiler?
Su hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Su olmasaydı kesinlikle hayatın da olmayacağını söyleyebiliriz. Çünkü canlıların vücudunun büyük bir kısmı sudan oluşuyor. Nitekim insan bedeninin de büyük oranda sudan meydana geldiğini belirtelim. Peki suyun tek görevi bu mu? Tabi ki değil. İnsanlar günlük hayatta su kaynaklarından bir çok şekilde faydalanmaktadır.
Peki o halde Su kaynaklarının azalması insan yaşamını nasıl etkiler? olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir? İşte kısaca bu sorunun cevabı…
Su sıvı, katı ve gaz halleri olan, yeryüzünden asla kaybolmayan veya azalmayan bir maddedir. Soruyu bahsettiğimiz konu ise içilebilir su kaynaklarının azalması; yani içilemeyecek hale dönüşmesidir.
Yeryüzündeki içilebilir su kaynakları çevresel kirlilik, tahribatlar ve israf nedeniyle her geçen gün azalmaktadır. Fabrika atıkları, kanalizasyon atıkları, evsel atıklar, tarımsal zehirler içilebilir su kaynaklarına karışarak su kalitesini düşürmekte veya tamamen içilemez hale dönüştürmektedir. Bunlara ek olarak ormanların doğanın tahrip edilmesiyle yağışlar azalır ve akarsular beslenemediği için kurama tehlikesiyle karşılaşır.
Su insan hayatının en temel ihtiyaçlarındandır ve sağlıklı bir insanın günde ortalama 3 litre kadar su tüketmesi gerekir. Bu limitin altında su tüketimi zaman içinde insan sağlığının giderek bozulması neden olur. Su kaynaklarının azalması sonucu insanların yaşamı tehlike girer. Çoğu Afrika ülkesinde yeterli su kaynağı yoktur ve olan su kaynakları da çok kirli olduğundan çok sayıda insanın ölmesine neden olmaktadır. Temiz su kaynaklarının azalması, yeryüzünde yaşayan tüm canlıların hayatını olumsuz olarak etkiler.
Not: Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre; ambalajlı su üretimi yapan 293 firmadan alınan numunelerin incelenmesi sonucunda; 281 tanesinin kirli olduğu ve sadece 12 tanesinin tertemiz olduğunu ortaya çıkmıştır. Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
SU KAYNAKLARININ AZALMASI
Suyun Önemi
Bütün canlıların yaşamını sürdürebilmesi için mutlak surette suya gereksinimleri bulunmaktadır. Bu gerçek, “susuz yaşam olmaz.” Özdeyişi ile ifade edilmektedir. Bütün dünyada ve ülkemizde içilip kullanılabilecek su miktarı gittikçe azalmaktadır. Bunun başlıca nedenleri aşağıda açıklanmıştır:
Su Kaynaklarının Azalmasının Nedenleri
· Dünya nüfusunun gittikçe artması, yaşam düzeyi yükseldikçe, kişi başına düşen su kullanımının artması.
· Sanayileşmenin gelişimine koşut olarak su gereksiniminin artması.
· Sulanacak tarım alanlarının ve sulu tarımın gittikçe artması, sulamanın rasyonel
olmayan yöntemlerle yapılarak, su israfına neden olunması.
· Hızlı kentleşmeye koşut olarak su gereksiniminin artması.
· Fosil su rezervlerindeki suyun hesapsız bir şekilde kullanılması.
· Su kirlenmesinin gittikçe artması ve böylece kullanılabilecek temiz su miktarının gittikçe azalması.
Alınabilecek Önlemler
· Barajlarda su toplama.
· Deniz suyundan tatlı su elde edilme yöntemlerini geliştirme.
· Su harcamalarında tasarruf etme, su harcayan aletleri standart hale getirme.
· Tarım sektöründe çok az su ile sulama yapacak yöntemleri geliştirme.
· Sanayi sektöründe çok az su harcama ile aynı üretimi gerçekleştirebilecek yeni üretim yöntemleri bulma ve uygulama.
· Su israfını önleyecek yönetsel ve sosyolojik önlemler alma.
Su kaynaklarının azalması insan yaşamını nasıl etkiler
Su kaynaklarının azalması insan üzerinde çok etkisi olduğundan insan sayısının azalması ve
çiftçilerin mahsülünü sulayamamasına ve de kuraklığa yol açar bunun için suları dikatli kulanalım
ve kendimizi zor durumda bırakmayalım..
Su Kaynaklarının Azalması İnsan Yaşamını Nasıl Etkiler
Su, doğanın kanunları gereği yeryüzünde asla kaybolmayacak olan bir maddedir. Aynı zamanda azalmaz da. Ancak içilebilir olan su kaynakları azalır, yani içilemeyecek hale gelir. Sağlıklı bir hayat için insanlar günde ortalama 3 litre su içmesi gerekir. Bunun altına inmek sağlığı yavaş yavaş kaybetmek anlamına gelir. Fabrika ve kanalizasyon atıkları, evlerden çıkan atıklar ve tarımsal zehirler içilebilir su kaynaklarına karışarak suyun kalitesini düşürmekte ve tamamen içilemez hale dönüştürmektedir. Bununla birlikte ormanlara verilen zarar yağışları azaltır ve akarsular beslenemediği için kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Afrika ülkelerinin genelinde yeterli su kaynağı olmadığı için insanlar kirli su kaynaklarına yönelmek zorunda kalır. Bu, birçok insanın ölümüne sebep olmuştur, hala da devam etmektedir. Kısaca su kaynaklarının temiz olması, yeryüzünde varlığına devam eden tüm canlılar için hayati önem taşır.