Kaya tuz nasıl yapılıyor? Bu sayfada kaya tuzunun yapılışı yani üretimiyle ilgili bilmeniz gereken her şeyi tüm detaylarıyla sunuyoruz. Üstelik bazı video ve flash animasyonlar ile konuyu daha iyi anlamanıza katkıda bulunuyoruz. Umarız sizler için faydalı bir kaynak olur…
Kaya tuzu aynen kömür gibi madenden çıkarılır. Çıkarılan tuz önce kırılarak eritilir yabancı maddeler atıldıktan sonra tekrar krisatalize tuz haline dönüştürülerek satışa sunulur.
Kaya tuzu, az safsızlık ve yabancı maddeler içeren yataklarda yer altına galeriler açarak parçalar halinde çıkarılır. Çözelti madenciliği olarak adlandırılan bu yöntemde, safsızlıkların fazla olması durumunda açılan sondaj kuyularına sıcak su gönderilerek suda çözünen tuzlar bulamaç halinde dışarı alınır. Bu bulamacın kristal’lendirilmesi için tava veya vakum yöntemleri kullanılır.Böylece kaya tuzundan rafine tuz elde edilir.
Rafine Tuz Üretimi
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
KAYA TUZUNDAN RAFİNE TUZ ELDE ETME
Kaya tuzu, az safsızlık ve yabancı maddeler içeren yataklarda yer altına galeriler açarak parçalar halinde çıkarılır. Çözelti madenciliği olarak adlandırılan bu yöntemde, safsızlıkların fazla olması durumunda açılan sondaj kuyularına sıcak su gönderilerek suda çözünen tuzlar bulamaç halinde dışarı alınır. Bu bulamacın kristallendirilmesi için tava veya vakum yöntemleri kullanılır.Böylece kaya tuzundan rafine tuz elde edilir.
TUZUN ELDE EDİLMESİ
Tuz üretimi bütün mineral çıkarma yöntemleri arasında hemen hemen en basit ve kolay olanıdır. Tuz elde etme yöntemlerinin en yaygın olanı, tuzla denilen göletlerde tuzlu suyun buharlaştırılmasıdır. Buharlaştırma yöntemi çoğunlukla kurak ve sıcak bölgelerde uygulanır, bu yol ile elde edilen tuzlarda ticari maksatlar için istenmeyen safsızlıklar olabilir. Yeni elde edilmiş bu tür tuzlarda tuz seven bazı mikroorganizmalar da bulunabilir. Bu mikroorganizmalar örneğin konservecilikte bazı yiyecek maddelerinin bozulmasına sebep olabilmektedir.
Kaya tuzundan da tuz elde edilebilir. Kaya tuzu, önemli tuz kaynaklarından biri olup, içerdiği safsızlıklara bağlı olarak saydam veya yarı saydam grimsi, beyaz, turuncu, sarı, pembe ve kahverengi olabilir. Kaya tuzu, az safsızlık ve yabancı maddeler içeren yataklarda yer altına galeriler açarak parçalar halinde çıkarılır. Çözelti madenciliği olarak adlandırılan bu yöntemde, safsızlıkların fazla olması durumunda açılan sondaj kuyularına sıcak su gönderilirek suda çözünen tuzlar bulamaç halinde dışarı alınır. Bu bulamaçın kristallendirilmesi için tava veya vakum yöntemleri kullanılır.
Tava Yöntemi Bir tahta kapta dinlendirilen tuzlu suya magnezyum sülfatı çöktürmek için az miktarda kireç katılır. Sonra tava adı verilen buharlaştırma kabına gönderilir. Bu kabın alanı 80-100 m² olup, ocağın sıcak gazlarıyla ısıtılır. Burada önce magnezyum sülfat çöker ve alınır, daha sonra çöken tuz alınır. Alınan tuz tava üstündeki tahta davlumbaza serilir. Suyu tekrar tava içine akarken tuz da kurur. 100 m²lik bir tavada 75°C’de 1200 kg kaba tuz, 80°C’de 3000 kg orta ürün ve 95°C’de 700 kg ince tuz elde edilir.
Vakum Yöntemi Tava yönteminin yerini alan bu yöntemde tuzlu su vakum pompaları yardımıyla buharlaştırılır.
Türkiye’de TuzlarMemleketimizde tuz eldesi; deniz, göl ve kaya tuzlalarından yapılmaktadır. Hacıbektaş, Tepsidelik, Sarıkaya, Olti, Kağızman, Kulp ve Sekili önemli tuzlalarımızdandır. Buralardan elde edilen tuzlar çeşitli safsızlıklar içermektedir. Örneğin Hacıbektaş’ta elde edilen tuzun analizinde % 0,53 suda çözünmeyen maddeler, % 1,65 kalsiyum sulfat, % 98,12 sodyum klorür bulunmuştur.
Koçhisar, Karapınar ve Palas gölleri tuz elde edilen önemli göllerimizdendir. Koçhisar Gölünde bulunan Tavşan tuzlasından yılda 30.000 ton, İzmir Çamaltı Tuzlasından yılda 150.000 ton tuz elde edilmektedir.
Deniz suyundan tuz elde edilen yerler arasında; Pendik (İstanbul), Tekkegöl (Edirne) ve Akçedeniz (Adana) sayılabilir.
Yurdumuzda üretilen kaliteli sofra tuzunun analizinde, % 0,24 nem, % 0,003 suda çözünmeyenler, % 0,007 Ca, % 60,52 klor ve eser miktarda Mg bulunmuştur.
2001 yılı dünya tuz üretimi 225 milyon ton 1, Türkiye’nin yıllık üretimi 1,8 miyon ton 2dolayında gerçekleşmiştir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) verilerine göre Türkiye’deki başlıca kayatuzu yataklarında tespit edilen toplam rezerv miktarı 867 milyon ton seviyesindedir. Yıldan yıla tuz üretimi değişmekle beraber yurdumuzda son yıllarda, yılda iki milyon ton civarında tuz üretilmektedir.
Tekel, rafine ve sofralık tuz üretimi yapmamaktadır. Bu tür tuz talebi özel sektör tarafından karşılanmaktadır.
Tuz giderme Başta deniz suyu olmak üzere tuzlu suların tuzunun giderilmesi işlemidir. Dünyadaki suların % 97,2’si denizlerdedir. Artık taze su kaynaklarının yetmemesi sebebiyle günlük kullanımda veya sanayide deniz sularından faydalanma ihtiyacı doğmuştur. Bu da deniz suyundan tuz gidermek suretiyle taze su elde etme yolunu açmıştır.
Sanayide kullanmak amacıyla su üreten ilk büyük damıtma tesisi 1930’da Hollanda Antilleri’ndeki Aruba’da kurulmuştur. Damıtma en yaygın tuz giderme metodudur. Bu işlemde çok tesirli veya ani tesirli buharlaştırıcılar kullanılır.
Taze su üretiminde kullanılan metotlardan biri de zarlı metoddur. Bu metodda tuzluluk oranı nispeten düşük olan kara suları arıtılır. Yarıgeçirgen bir zardan geçirilen tuzlu suyun suyu zarı geçerken derişikleşen mineral tuzları arkada kalır.
Elektroliz metodunda ise çözünmüş tuzların artı ve eksi yüklü iyonlarının ayrı ayrı zarlı filtrelerden geçmesi maksadıyla voltaj uygulanır ve taze su iki filtre arasında kalır.
Bugün dünyada yaklaşık 1500 kadar tuz giderme tesisi kuruludur. Çoğunda damıtma metodu uygulanır. Tesislerin 300 kadarı Ortadoğu ülkelerinde kurulmuştur.
Kimya Dönem Ödevi Lütfen Yardım — Kaya Tuzundan Rafine Tuzu Nasıl Elde Edilir
Mutfaklarda bulundurduğumuz tuz rafine tuz yani NaCl(sodyumklorur) sağlığımıza çok zararlıdır.Doğal tuz yani kaya tuzu veya deniz tuzu çok yararlı ve şifa kaynağıdır. Mesela sofra tuzu diye yediğimiz bir zehirden başka bir şey değil… Tuz sandığımız tuz değil.. Gerçek tuz doğada kaya tuzu ve deniz tuzu adı altında bulunur doğal tuz kimyasal olarak çok daha fazla elementten oluşuyor ve içinde NaCl ile birlikte 84 element bulunur. Sofra tuzu ise, sanayide kullanılan tuzdan artanı bazı işlemlerden geçirip, NaCL’rü alıyorlar ve içinde bir dolu katkı maddesi ile önümüze koyuyorlar. Nerde doğal tuz, nerede sofra tuzu denen zehir…
Oysa vücudumuz Tuz+Su’dur. Su ve tuz hayatımızın en önemli maddeleridir. Bir çok tedavi yöntemi su ve tuzla yapılır.Doğal tuzda fizik bedenimizde de bulunması gereken tüm elementler mevcut. Ve vücudumuzda herhangi bir element eksik olduğunda da bunun tuzda mevcut olduğunu biliriz.
Doğal Rafine Edilmemiş Deniz Tuzu mu? Rafine Sofra Tuzu mu?Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çoğunu gerekli oranlarda içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine yardımcı olurken, rafine tuz sıvıların geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Rafine edilmemiş ve işlem görmemiş doğal deniz tuzu sağlık için önemlidir
Bilinen en eski lezzetlendirici TUZ’dur. Çabuk bozulan ürünleri korumak için insanlar yiyeceklerinin bir kısmını doğrudan tuzlamış ya da tuzlu bir salamuraya yatırmış. Bunları yapmadan önce de tuzun iyice dövülmesi gerekirdi.Klasik dönem öncesinde Mısır ve İspanya’da tuzlu balık ticaretinin yaygın olması dikkat çekicidir. O zamanki ismiyle Galya şimdiki Fransa-Romalılar döneminde tuzlu ve günümüzdeki füme jambonlarıyla ünlüydü.Uygarlığın başlangıcından 100-150 yıl öncesine kadar insanlık tarihinde en çok talep gören ticari mallardan biri olan tuz,toplumların yalnızca beslenme alışkanlıkları değil, yerleşim alanları, ticari sistemleri, siyasal ilişkileri gibi tarihi yönlendiren konularda da belirleyici rol oynamıştır. Dünyadaki ilk uluslararası ticaret mallarından sayılan tuz aynı zamanda yüzyıllar boyu devletlerin vatandaşlarından topladıkları ilk vergilerden biri oldu.Ülkemizde de tuz işletmeciliği çok eskilere dayanır. Venedikliler döneminde tuz işletmeciliği gelişmelerle en verimli dönemini yaşamıştır. Bu devirde tuz vergisi ve tuzdan sağlanan gelir çok yüksekti.Yer yüzünde tuz kaynakları katı ve sıvı olarak ikiye ayrılır. Bu kaynaklar deniz, göl ve kaynak suları, kaynak kuyuları ile yeraltındaki kayalardır.Deniz Tuzu; Deniz suyunun buharlaşması ile elde edilen deniz tuzu en iyi tuz olarak kabul edilir.
Kaya Tuzu;Yeraltı kaynaklarından elde edilen kaya tuzu sofra tuzundan daha rafinedir.Göl Tuzu; Hemen her ülkede rastlanan bu tuz kaynaklarındaki tuzlar hemen hemen saf halde bulunur.Kaynak Tuzu; Kaynaklar, kuyular, akarsular hatta küçük göller kaynak tuzlarına yataklık eder. Ancak bunların da asıl kaynağı kaya tuzlarıdır.Tuz yemeklerimize lezzet katan en önemli mineraldir..
RAFİNE TUZ MU DOĞAL TUZMU
Dogal Rafine Edilmemis Deniz Tuzu mu? Rafine Sofra Tuzu mu?
Dogal rafine edilmemis deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çogunu gerekli oranlarda içermektedir. Dogal tuz vücut sivilarinin hücrelerden serbest geçisine yardimci olurken, rafine tuz sivilarin geçisini engelleyerek kronik böbrek sorunlarina neden olabilmektedir. Rafine edilmemis ve islem görmemis dogal deniz tuzu saglik için önemlidir. Dogal deniz tuzu daha iyi bir tada sahip oldugu gibi vücuda gerekli mineral ve iz minerallerini de saglayabilmektedir.
Modern tibba göre tuz alkol ve sigara gibi diyetten (beslenme aliskanligindan) uzaklastirilmasi gereken bir madde olarak görülür ve yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Yüksek tansiyon ve kalp hastalari için düsük tuz diyeti rafine tuzlar için geçerlidir. Dogal deniz tuzu birçok mineral içeren sodyum klorürün birikimini engelleyen ve kan basincini düsüren bir madde olmaktadir. Deniz tuzu fazla sodyumu uzaklastirmaktadir. Tuz diyeti/azligi ayni zamanda insanlarda hücre dejenerasyonu (bozulmasi) ve yaslanmasini hizlandirmakta ve biyokimyasal açliga neden olmaktadir. Tuz azligi böbrek zayifligi, karaciger stresi ve adrenal tükenmesine yol açabilmektedir. Ayrica kalp kaslari kapakçiklarinin yorulmasi olabilmektedir. Iyi dogal deniz tuzunun iyilestirme gücü C ve E vitaminleri ve diger besinlere esit oldugu savunulmaktadir.Iyi tuz %100 el ile hasat edilmis, beyazlatilmamis, keklesme reaktifleri ilave edilmemis, yikanmamis, düsük sodyum klorür seviyeli, katki maddesiz, 84 mineral içeren rafine edilmemiş doğa deniz tuzudur.
Kaya tuzu, az safsızlık ve yabancı maddeler içeren yataklarda yer altına galeriler açarak parçalar halinde çıkarılır. Çözelti madenciliği olarak adlandırılan bu yöntemde, safsızlıkların fazla olması durumunda açılan sondaj kuyularına sıcak su gönderilirek suda çözünen tuzlar bulamaç halinde dışarı alınır. Bu bulamaçın kristallendirilmesi için tava veya vakum yöntemleri kullanılır.Böylece kaya tuzundan rafine tuz elde edilir
RAFİNE TUZ ÜRETİMİ :
Rafine Tuz Üretimi suda çözündürülmüş ham kaya tuzu çözeltisinin soda yardımıyla kimyasal safsızlıklarından arındırılmasıyla başlamakta, başka hiçbir kimyasal kullanılmadan vakum altında yeniden kristallendirme yöntemiyle devam etmekte, santrifüj ile suyundan ayrılan tuz lapasının kurutularak el değmeden paketlenmesiyle sona ermektedir. Böylece, değişik markalardaki ürünlerimiz “Ağzınızın tadı ,Sofralarınızın Tuzu” olmak üzere sevkiyat için hazır hale gelmektedir.
TUZUN ELDE EDİLMESİ
Tuz üretimi bütün mineral çıkarma yöntemleri arasında hemen hemen en basit ve kolay olanıdır. Tuz elde etme yöntemlerinin en yaygın olanı, tuzla denilen göletlerde tuzlu suyun buharlaştırılmasıdır. Buharlaştırma yöntemi çoğunlukla kurak ve sıcak bölgelerde uygulanır, bu yol ile elde edilen tuzlarda ticari maksatlar için istenmeyen safsızlıklar olabilir. Yeni elde edilmiş bu tür tuzlarda tuz seven bazı mikroorganizmalar da bulunabilir. Bu mikroorganizmalar örneğin konservecilikte bazı yiyecek maddelerinin bozulmasına sebep olabilmektedir. Kaya tuzundan da tuz elde edilebilir. Kaya tuzu, önemli tuz kaynaklarından biri olup, içerdiği safsızlıklara bağlı olarak saydam veya yarı saydam grimsi, beyaz, turuncu, sarı, pembe ve kahverengi olabilir. Kaya tuzu, az safsızlık ve yabancı maddeler içeren yataklarda yer altına galeriler açarak parçalar halinde çıkarılır. Çözelti madenciliği olarak adlandırılan bu yöntemde, safsızlıkların fazla olması durumunda açılan sondaj kuyularına sıcak su gönderilirek suda çözünen tuzlar bulamaç halinde dışarı alınır. Bu bulamaçın kristallendirilmesi için tava veya vakum yöntemleri kullanılır. Tava Yöntemi [değiştir]Bir tahta kapta dinlendirilen tuzlu suya magnezyum sülfatı çöktürmek için az miktarda kireç katılır. Sonra tava adı verilen buharlaştırma kabına gönderilir. Bu kabın alanı 80-100 m² olup, ocağın sıcak gazlarıyla ısıtılır. Burada önce magnezyum sülfat çöker ve alınır, daha sonra çöken tuz alınır. Alınan tuz tava üstündeki tahta davlumbaza serilir. Suyu tekrar tava içine akarken tuz da kurur. 100 m²lik bir tavada 75°C’de 1200 kg kaba tuz, 80°C’de 3000 kg orta ürün ve 95°C’de 700 kg ince tuz elde edilir. Vakum Yöntemi [değiştir]Tava yönteminin yerini alan bu yöntemde tuzlu su vakum pompaları yardımıyla buharlaştırılır. Türkiye’de Tuzlar [değiştir]Memleketimizde tuz eldesi; deniz, göl ve kaya tuzlalarından yapılmaktadır. Hacıbektaş, Tepsidelik, Sarıkaya, Olti, Kağızman, Kulp ve Sekili önemli tuzlalarımızdandır. Buralardan elde edilen tuzlar çeşitli safsızlıklar içermektedir. Örneğin Hacıbektaş’ta elde edilen tuzun analizinde % 0,53 suda çözünmeyen maddeler, % 1,65 kalsiyum sulfat, % 98,12 sodyum klorür bulunmuştur. Koçhisar, Karapınar ve Palas gölleri tuz elde edilen önemli göllerimizdendir. Koçhisar Gölünde bulunan Tavşan tuzlasından yılda 30.000 ton, İzmir Çamaltı Tuzlasından yılda 150.000 ton tuz elde edilmektedir. Deniz suyundan tuz elde edilen yerler arasında; Pendik (İstanbul), Tekkegöl (Edirne) ve Akçedeniz (Adana) sayılabilir. Yurdumuzda üretilen kaliteli sofra tuzunun analizinde, % 0,24 nem, % 0,003 suda çözünmeyenler, % 0,007 Ca, % 60,52 klor ve eser miktarda Mg bulunmuştur. 2001 yılı dünya tuz üretimi 225 milyon ton 1, Türkiye’nin yıllık üretimi 1,8 miyon ton 2dolayında gerçekleşmiştir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) verilerine göre Türkiye’deki başlıca kayatuzu yataklarında tespit edilen toplam rezerv miktarı 867 milyon ton seviyesindedir. Yıldan yıla tuz üretimi değişmekle beraber yurdumuzda son yıllarda, yılda iki milyon ton civarında tuz üretilmektedir. Tekel, rafine ve sofralık tuz üretimi yapmamaktadır. Bu tür tuz talebi özel sektör tarafından karşılanmaktadır. Tuz giderme [değiştir]Başta deniz suyu olmak üzere tuzlu suların tuzunun giderilmesi işlemidir. Dünyadaki suların % 97,2’si denizlerdedir. Artık taze su kaynaklarının yetmemesi sebebiyle günlük kullanımda veya sanayide deniz sularından faydalanma ihtiyacı doğmuştur. Bu da deniz suyundan tuz gidermek suretiyle taze su elde etme yolunu açmıştır. Sanayide kullanmak amacıyla su üreten ilk büyük damıtma tesisi 1930’da Hollanda Antilleri’ndeki Aruba’da kurulmuştur. Damıtma en yaygın tuz giderme metodudur. Bu işlemde çok tesirli veya ani tesirli buharlaştırıcılar kullanılır. Taze su üretiminde kullanılan metotlardan biri de zarlı metoddur. Bu metodda tuzluluk oranı nispeten düşük olan kara suları arıtılır. Yarıgeçirgen bir zardan geçirilen tuzlu suyun suyu zarı geçerken derişikleşen mineral tuzları arkada kalır. Elektroliz metodunda ise çözünmüş tuzların artı ve eksi yüklü iyonlarının ayrı ayrı zarlı filtrelerden geçmesi maksadıyla voltaj uygulanır ve taze su iki filtre arasında kalır. Bugün dünyada yaklaşık 1500 kadar tuz giderme tesisi kuruludur. Çoğunda damıtma metodu uygulanır. Tesislerin 300 kadarı Ortadoğu ülkelerinde kurulmuştur.
Kaya Tuzundan Rafine Tuzu Elde Edilmesi
Kaya Tuzu : Büyük parçalar şeklinde tuz madenlerinden çıkarılan ve rafine olmayan tuzdur.
Vakum Yöntemi Tava yönteminin yerini alan bu yöntemde tuzlu su vakum pompaları yardımıyla buharlaştırılır.
14000’i aşkın kullanımı olan tuz doğanın en mükemmel armağanlarından biridir. Kaya tuzu yaklaşık 256 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Kaya tuzu doğal iyonlaştırıcıdır, bu yüzden lambaları eksi iyonlar (hava vitaminleri) üreterek etkili bir şekilde havanın kalitesini arttırmasıyla bilinirler. Ayrıca bu lambaların kullanımı günümüz ürün ve cihazlarının elektrik yüklü sisinden oluşan artı iyonların zararlı etkilerini de azaltır. Tıbbi bir cihaz olmamasına rağmen kristal tuz lambaları yorgunluğu, stresi, astım nöbetlerini, alerjileri, baş ağrılarını, cilt rahatsızlıklarını, havadaki nemi ve kokuyu hafifletmekle bilinirler ve rahat uyku ortamı yaratırlar. Bu lambaların birçok çeşidi tansiyonu, ruhsal ve psikolojik sorunları olan hastalara yardımcı olurlar.
Doğadaki kristal tuzu endüstriyel bir şekilde çıkarma imkanımız yok, çünkü bu kristaller yıllarca basınç altında oluşarak madenlerde damarlar içinde gelişiyor ve bunun için doğada çok bulunan kaya tuzundan 100 kg çıkardığınızda doğal sadece 1 kg kristal tuz elde edebiliyorsunuz. Fiyatının da yüksek olması buna bağlı.
Resmi kaynaklara göre 800 milyon ton, resmi olmayan kaynaklara göre ise belirlenebilen 1.6 milyar tonluk rezerv ile Türkiye’nin en büyük kaya tuzu kaynaklarının üzerinde bulunuyoruz.
Türkiye, tuz potansiyeli açısından oldukça zengindir. Tekel 1 adet deniz, 3 adet göl, 4 adet kaya ve 38 adet kaynak olmak üzere 48 tuzlaya sahiptir. Toplam kaya tuzu rezervi 343 milyon ton ve deniz tuzu rezervi ise sonsuzdur
Ekonomik bir değer taşıyan tuz kaynakları katı ve sıvı olarak ikiye ayrılmaktadır. Tuz sıvı halde denizlerde, göllerde, tuzlu su kaynaklarında ve tuzlu su kuyularında bulunmakta olup katı halde kaya tuzu şeklindedir. Deniz Tuzları Bitmez ve tükenmez tuz kaynağı olan denizler dünyamızın en büyük tuz rezervlerini oluşturmaktadır. Denizlerdeki tuzluluk derecesi, tatlı su alıp almadıklarına, coğrafik durumlarına ve iklim koşullarına göre değişik miktarlardadır. Örneğin tuz miktarı Baltık Denizinde 1 m3 suda 17 kg iken, Kızıldenizde 45 kga kadar çıkmaktadır. Denizlere göre 1 m3 deniz suyunda erimiş tuz miktarı aşağıdaki gibidir. Başlıca denizlerin tuz içeriği kg/m3 Baltık Denizi Hazar Denizi Kuzey Denizi Pasifik Okyanusu Atlantik Okyanusu Akdeniz Kızıldeniz Ölüdeniz 17 6 30-35 32-35 32-36 38-40 43-45 270 Deniz suyunda erimiş olarak bulunan maddeler çok çeşitlidir. Örneğin; bir metreküp Akdeniz suyu içinde aşağıda gösterilen maddeler vardır. Akdeniz suyundaki çeşitli bileşenlerin oranları Sodyum Klorür Magnezyum Klorür Magnezyum Sülfat Kalsiyum Hidroksit Sodyum Bromür Kalsiyum Karbonat 31.4 kg 3.3 kg 2.7 kg 1.4 kg 0.6 kg 0.4 kg Kaya Tuzları Yeraltında az veya çok derinlerden katı halde elde edilen tuz kaya tuzu olarak tanımlanır. Kaya tuzu yatakları, jeolojik devirlerde denizlerin ya da kapalı iç havzaların buharlaşması sonucu oluşmaktadır. Değişik devirlerde Ülkemizin birçok yörelerinde buharlaşmalar ve buharla birlikte kaya tuzu yatakları oluşmuştur. Kaya Tuzları Deniz Tuzlarının aksine bileşimlerine giren yabancı maddelerin oranları bakımından büyük değişiklikler gösterirler. Özellikle saflık oranları her maden için ayrı olabileceği gibi aynı madenden alınan çeşitli numuneler de çok büyük farklılıklar gösterebilir. Kaya tuzlarındaki yabancı maddeler ve kil tuza değişik renkler verir. Genellikle gri, siyaha yakın kil renginde olan kaya tuzları, nadiren beyaz, şeffaf beyaz olarak bulunur. Radyoaktif ışınlara maruz kalan tuz kristalleri kafes yapısında meydana gelen hatalardan dolayı mavi renk gösterebilirler. Yurdumuzda kaya tuzu madenleri genellikle gri renkte olup, bir kısmı da siyaha yakın renktedir.
Yeraltı sularının akıntıları bir kaya tuzu tabakasından geçerken, tuzların bir kısmını eriterek kendi bünyesine almakta, kuyu ve derecikler halinde yeryüzüne çıkarmaktadır. Göl Tuzları Tuz göllerinin bir kısmı eski iç deniz kalıntıları olabileceği gibi bazıları da geniş yer çöküntülerinde, civar bölgelerdeki kaya tuzlarından geçerek, bu çukurlarda toplanan tuzlu sulardan meydana gelmiş olabilir. Tuzlu su gölleri ile tuzlu su kaynakları ve kuyularına hemen her ülkede rastlanmaktadır. Dünyadaki en büyük alana sahip Tuz Gölü A.B.D.’de bulunan Great Salt Lake’dir. Yurdumuzda bulunan Koçhisar Tuz Gölü de en önemli tuz göllerinden biridir. Kaya Tuzu Rezervleri Ülkemiz, jeolojik yapısı nedeniyle büyük tuz yataklarına sahiptir. İç Anadoluda Çankırıdan başlayarak Çorum, Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars üzerinden İrana bağlanan tuz yataklarında 30u aşkın kaya ve kaynak tuzlaları yer almaktadır. Ayrıca, Adana havzası ve Siirt yöresinde de geniş yeraltı tuz oluşumları mevcuttur. Türkiyede kaya tuzu envanterlerinin (rezervlerinin) tam olarak belirlenmesi amacıyla TEKEL ile M.T.A. arasında protokol imzalanarak 1977 yılında çalışmalara başlanılmıştır.
Yaklaşık 256 milyon yıl önce oluşmaya başladığı tahmin edilen kaya tuzu, çevre kirliği kaynaklarından uzak şekilde, doğal bir hazine olarak değerini günümüze kadar taşıyor.
Uzmanlara göre, yemek tuzu kalitesinde sertlik çok önemli bir konu. Bugün gelişmiş ülkelerde bilinçli tüketiciler marketten yemeklik tuz alırken en sağlıklısı ve sertliği çok düşük olan rafine kaya tuzunu tercih ediyor.
Kaya tuzu, egzoz, atık su, sanayi kirliliği gibi olumsuz etkenlerden uzak kaya tuzu madenlerinden çıkarıldığı için doğanın hediyesi sağlığı ve lezzeti en yararlı haliyle sunuyor.
türkiyenin en büyük kaya tuzu rezervi çankırıda çıkmaktadır
Rafine Tuz Üretimi suda çözündürülmüş ham kaya tuzu çözeltisinin soda yardımıyla kimyasal safsızlıklarından arındırılmasıyla başlamakta, başka hiçbir kimyasal kullanılmadan vakum altında yeniden kristallendirme yöntemiyle devam etmekte, santrifüj ile suyundan ayrılan tuz lapasının kurutularak el değmeden paketlenmesiyle sona ermektedir. Böylece, değişik markalardaki ürünlerimiz “Ağzınızın tadı ,Sofralarınızın Tuzu” olmak üzere sevkiyat için hazır hale gelmektedir
Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çoğunu gerekli oranlarda içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine yardımcı olurken, rafine tuz sıvıların geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Rafine edilmemiş ve işlem görmemiş doğal deniz tuzu sağlık için önemlidir. Doğal deniz tuzu daha iyi bir tada sahip olduğu gibi vücuda gerekli mineral ve iz minerallerini de sağlayabilmektedir.
Kanımızın ve tuzlu sıvıların kimyasal ve mineral bileşimleri ile deniz suyu arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Annesinin karnındaki embriyo tuzlu su ile dolu bir kese içinde bulunur. Deniz suyu 84 mineral elementi içerir ve bu elementler insan vücudunda bulunur. Modern bilime göre bu elementlerin 24’ü yaşam için zorunlu olmasına rağmen 84 elementin uygun dengesi iyi sağlıklı vücut için gereklidir. İyon kaybı dengesizliklere, hücre yaratma ve büyümede bozulmalara sebep olur. Hücre kayıpları sinir bozuklukları, beyin kusurları, kas hasarları ve hastalıklara neden olur. Bu yüzden kandaki tuz ve iyonların uygun mineral dengesi sağlık için hayati öneme haizdir. Bu kompozisyon çok kesin sınırlar arasında olmak zorundadır.
Bir çok hastalıklar ve kötü sağlık şartları mineral eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu minerallerin çoğu deniz suyunda bulunmaktadır. Bugün kullanılan tuzların çoğu büyük endüstriyel firmalarca üretilmektedir. Üretilen tuzun %93’ü sanayi proseslerinde ve %7’si besin olarak kullanılmaktadır. Tuz ya geniş yer altı yataklarından ya da deniz/göl sularından rafine edilerek elde edilmektedir. Tuz içindeki safsızlıkları uzaklaştırmak ve mineralleri çıkararak tuzu daha çekici ve homojen yapmak için rafine edilir. Rafinasyon ile tuzun görünümü güzel ve akışı kolay olur, ancak içerdiği 84 minerallin 82’si uzaklaştırılmış olur.
Endüstriyel prosesler sadece sodyum ve klor içeren tuz gerektirir. Uzaklaştırılan 84 elementin 82’si yan ürün olarak ilave gelir getirdiğinden ayrı satılır. Örneğin bor motorlarda vurmayı azaltmak için petrol katkısı, kimyasal gübre vs. olarak kullanılır. Tuzdan uzaklaştırılan kimyasallar ve mineraller plastik yapımında kullanılır. Sonuç olarak, rafine sofra tuzları sadece sodyum klorürdür, diğer tüm yararlı element mineralleri uzaklaştırılmıştır.
Kimyasal katkı maddeleri alüminyum hidroksit ve alüminyum silikat (%1) tuzu beyazlatmada ve paketlemede su emmesini önlemek için ilave edilir. Böylece tuz kolay akar, iyot ve iyotlu (potasyum iyodür) dengeleyiciler (50 mg/kg) de ayrıca ilave edilir. Rafine tuzun su emmemesi, tuzun vücudumuz tarafından uygun şekilde absorplanmasını da engeller. Bu yüzden rafine sofra tuzu zararlıdır. Rafine tuz içindeki kimyasal katkılar, vücudumuzun tuzu emmesi ve işlemesini zorlaştırır. Sonuç olarak rafine tuz vücudumuzda birikir. Tuzun bir kısmı damar duvarları, arterler, beyin, idrar yolları, cinsel organlar, bez sistemleri veya kemiklerin eklemlerinde birikerek problemlere yol açabilmektedir. Sonuçta bu bölgelerin kırılgan olmasına ve hayati vücut fonksiyonlarının zayıflamasına neden olabilmektedir.
Mutfaklarda bulundurduğumuz tuz rafine tuz yani NaCl sağlığımıza
çok zararlıdır.
B- Doğal tuz yani kaya tuzu veya deniz tuzu çok yararlı ve şifa kaynağıdır.
Gerçek tuz doğada kaya tuzu ve deniz tuzu adı altında bulunur doğal tuz kimyasal olarak çok daha fazla elementten oluşuyor ve içinde NaCl ile birlikte 84 element bulunur. Sofra tuzu ise, sanayide kullanılan tuzdan artanı bazı işlemlerden geçirip, NaCL’rü alıyorlar ve içinde bir dolu katkı maddesi ile önümüze koyuyorlar. Nerde doğal tuz, nerede sofra tuzu denen zehir.. Oysa vücudumuz Tuz+Su’dur. Su ve tuz hayatımızın en önemli maddeleridir. Bir çok tedavi yöntemi su ve tuzla yapılır.Doğal tuzda fizik bedenimizde de bulunması gereken tüm elementler mevcut. Ve vücudumuzda herhangi bir element eksik olduğunda da bunun tuzda mevcut olduğunu biliriz.
Deniz tuzu kadar, kaya tuzu da sağlık açısından değerli ve önemliDeniz tuzu hiçbir şekilde işlenmemiş, rafine edilmemiş, doğal mineral zenginliğini koruyan tuzdur. Sofra tuzu ise rafine edilmiştir, yani bütün mineral zenginliğini kaybetmiş tuzdur.
Doğal Rafine Edilmemiş Deniz Tuzu mu? Rafine Sofra Tuzu mu?Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli minerallerin çoğunu gerekli oranlarda içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine yardımcı olurken, rafine tuz sıvıların geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Rafine edilmemiş ve işlem görmemiş doğal deniz tuzu sağlık için önemlidir. Doğal deniz tuzu daha iyi bir tada sahip olduğu gibi vücuda gerekli mineral ve iz minerallerini de sağlayabilmektedir.
Rafine tuz vücudumuzda birikir. Tuzun bir kısmı damar duvarları, arterler, beyin, idrar yolları, cinsel organlar, bez sistemleri veya kemiklerin eklemlerinde birikerek problemlere yol açabilmektedir. Sonuçta bu bölgelerin kırılgan olmasına ve hayati vücut fonksiyonlarının zayıflamasına neden olabilmektedir.Modern tıbba göre tuz yani sofralık rafine tuz (NaCl) alkol ve sigara gibi diyetten uzaklaştırılması gereken bir madde olarak görülür ve yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Yüksek tansiyon ve kalp hastaları için düşük tuz diyeti rafine tuzlar için geçerlidir. Doğal deniz tuzu birçok mineral içeren sodyum klorürün birikimini engelleyen ve kan basıncını düşüren bir madde olmaktadır. Deniz tuzu fazla sodyumu uzaklaştırmaktadır. Tuz diyeti/azlığı aynı zamanda insanlarda hücre dejenerasyonu ve yaşlanmasını hızlandırmakta ve biyokimyasal açlığa neden olmaktadır. Tuz azlığı böbrek zayıflığı, karaciğer stresi ve adrenal tükenmesine yol açabilmektedir. Ayrıca kalp kasları kapakçıklarının yorulması olabilmektedir. İyi doğal deniz tuzunun iyileştirme gücünün C ve E vitaminleri ve diğer besinlere eşit olduğu savunulmaktadır.
Normal Rafine Tuz ve Tehlikeleri
Piyasadaki alışılagelmiş rafine tuz sadece Sodyum ve Klorür ihtiva eder. Bunun dışında Sodyum flüorit, Magnezyum karbonat, Kalsiyum karbonat ve deklare edilmesi gerekli görülmeyen büyük bir miktar E-numaraları* gibi maddelerle “zenginleştirilmiştir”. Serpilme ve akıcılık yeteneğini geliştirmek için Alüminyum Hidroksit eklenmiştir. Alüminyum beyinde tortu bırakan hafif metal olup, bu özelliği Amerika Birleşik Devletleri’ nde ortaya çıkan yüksek orandaki Alzheimer hastalığının nedeni olarak görülmesini sağlamaktadır. Bilimsel araştırmaların da teyit etmesi üzerine piyasada sunulan rafine tuzların hemen hemen hepsi, bu konudaki araştırmalarında teyit etmesiyle birlikte alerjik reaksiyona sebebiyet verdiği bilinmesine rağmen iyotlaştırılmaktadır. Ayrıca vücudumuz hiçbir şekilde suni iyot ve flüor karışımlarının çözecek durumda değildir.Rafine tuz agresif bir hücre zehiri olup, vücuttan ilk fırsatta atılmak istenmektedir. Bundan dolayı boşaltım organlarının yoğunluğu artmakta ve vücut arta kalan rafine tuzu izole etmeye ve böylece zararsız hale getirmeye çalışmaktadır. Bunun için gerekli olan su hücrelerden emilerek alınmakta ve canlılıklarını yitiren hücreler ölmektedir. Bunun sonucu olarak ödem ve sellülit olarak bilinen su dokusu oluşmaktadır. Vücut boşaltamadığı her bir gram Sodyum Klorür için 23 kat hücre suyuna ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca kemik ve eklem bölgesinde depolama yapılmaktadır. Bunun sonucu nıkris ( gut ), artroz, artrit ( mafsal iltihabı ) vb. romatizmal rahatsızlıklardır. Ayrıca safra ve böbrek taşı oluşumu da söz konusu olabilir.Bunun nedeni vücudumuzun 82 eksik elemente/minerale olan isteğidir. Bu 82 elementin çoğu iz elementleri olup, vücudumuz tarafından çok az miktar gerekir, ancak eksikliği bugün birçok hastalıklara yol açabilmektedir. İnsanlar mineral ihtiyaçlarını iki kaynaktan temin edebilirler: bitkiler ve tuz.Kanımızın ve tuzlu sıvıların kimyasal ve mineral bileşimleri ile deniz suyu arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Annesinin karnındaki embriyo tuzlu su ile dolu bir kese içinde bulunur. Deniz suyu 84 mineral elementi içerir ve bu elementler insan vücudunda bulunur. Modern bilime göre bu elementlerin 24’ü yaşam için zorunlu olmasına rağmen 84 elementin uygun dengesi iyi sağlıklı vücut için gereklidir. İyon kaybı dengesizliklere, hücre üretme ve büyümede bozulmalara sebep olur. Hücre kayıpları sinir bozuklukları, beyin kusurları, kas hasarları ve hastalıklara neden olur. Bu yüzden kandaki tuz ve iyonların uygun mineral dengesi sağlık için hayati öneme haizdir. Bu kompozisyon çok kesin sınırlar arasında olmak zorundadır.Bir çok hastalıklar ve kötü sağlık şartları mineral eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu minerallerin çoğu deniz tuzunda bulunmaktadır. Bugün kullanılan tuzların çoğu büyük endüstriyel firmalarca üretilmektedir. Üretilen tuzun %93’ü sanayi proseslerinde ve %7’si besin olarak kullanılmaktadır. Tuz ya geniş yer altı yataklarından ya da deniz/göl sularından rafine edilerek elde edilmektedir. Tuz içindeki safsızlıkları uzaklaştırmak ve mineralleri çıkararak tuzu daha çekici ve homojen yapmak için rafine edilir. Rafinasyon ile tuzun görünümü güzel ve akışı kolay olur, ancak içerdiği 84 minerallin 82’si uzaklaştırılmış olur.Deniz tuzu mineraller açısından çok zenginDeniz tuzu 80′e yakın minerali çok dengeli bir oranda ihtiva eder. Çünkü bu tuzun kaynağı olan deniz suyu, kanımıza benzer oranda minerallerden oluşmuştur. Bir tutam deniz tuzu birçok minerali almamızı sağlar.
Türkiye’nin Tuz Yatakları Haritası